25 Şubat 2014 Salı

Kış akşamları evde yapılabilecek aktiviteler 2


Yine bir ev aktivitesi ile karşınızdayız:) Kardanadamımızın başarısından ! sonra bu aktivitelerin devam etmesinin iyi olacağını düşünmüştüm.Hem çok eğleniyoruz hem kızım bir şeyler öğreniyor hem de ilerde kocaman bir kız olduğunda hatırlayıp gülebileceğimiz anılarımız oluyor.Elimizde kalan komik ,küçük eserlerimize bakıp bakıp mutlu olması da cabası ;)

Bu sefer elimizdeki aktivite kitaplarından yararlanmaya karar verdim.Bunlar bize sevgili Defne'nin hediyesi.Ama kızım için henüz çok erken aktiviteler içeriyor.Ben kaldıramadan kalemle her yerini boyadığı, etiketleri söküp sağa sola yapıştırdığı için pek zavallı bir durumdaydı.Yeni projemizle ona da hayat vermiş olacağız.

İçinden bir resim seçtik :



Onu güzelce kesip sayfadan çıkardık:


Bu resmi yapıştıracağımız kartonu Duru kesmeye çalıştı.Geçen sefere göre ciddi bir yol katetmiş olsa da {makası olması gerektiği gibi tutabiliyor!} henüz düz bir kesim yapamadığını itiraf edelim :


Resmimizi kartona yapıştırdık:



Sağına soluna bir şeyler yapıştırdık ,süsledik.İşte son hali demek isterdim ancak ben burada "anneye bak" diyorum hanım kızımız biraz tepkili :)))



İşte kartonumuzun son hali:



Bu da tamamen kızımızın tasarımı bir eser:



Sanatçılar eserleriyle pozumuz.Benim elimdeki de "Baban biz işteyken de sana bakıyor" isimli çalışmam.Eserin acemiliğinden ötürü babadan özür dileyerek yayınlıyorum :P :



24 Şubat 2014 Pazartesi

Bir cumartesi öğleden sonrası


Bugün Murat'ın evde ders çalışması gerektiği için biz okuldan sonra kızımla sitenin parkına gittik.Fotoğraf makinası yanımdaydı ama kızımız pek havasında değildi.Poz vermek istemedi, bana bak dediğimde başka yerlere baktı:)

Parka girdik pat düştü :) Burada yerden kalkmaya çalışıyor ,vicdansız anası da bu anı fotoğraflıyor :)


Tahtırevallideyiz yine anneye bak demişim o da anne hariç bir yerlere bakıyor {sıpa} :



Dünyanın en yamuk salıncağı nerede diye merak eden varsa işte burada:


"E ben de başka çocukların fotoğraflarını çekerim o zaman" dediğimdeki yüz ifadesi:


Tehdit işe yaradı görüldüğü üzere.Kızmız poz verirken:


Şubat ayında ama çok güneşli,ılık bir gündü.Çok eğlendik kızımla:







HOŞÇAKALIN !

23 Şubat 2014 Pazar

Parmak yeme garantili !



Bu yukarıda görmüş olduğunuz nefis, çok besleyici ve çok sağlıklı tatlının tarifini veriyorum{Kağıt kaleme gerek yok, cidden çok basit}:Olgunlaşmış, irice bir ya da iki trabzon hurmasını alıyoruz kabuklarını soyup doğruyoruz, içine iri çekilmiş ceviz ve bal ekliyoruz.Etrafına muz diziyoruz muzun üzerine de az biraz bal gezdiriyoruz.

Sonra da oturup afiyetle yiyoruz !


22 Şubat 2014 Cumartesi

Balık




Biri 'balık yiyelim mi' demese hiç aklıma gelmezdi balık yemek.Arkadaşlarla balık yemeye gittiğimizde de balık söylemez mezelerle,salatalarla doyardım genelde.Ama kızım doğduktan sonra balık 'yenmesi şart besinlerden' olduğu için iki haftada bir mutlaka balık yemeye çalışıyoruz.

Yıllar önce evde bir hamsi denememiz olmuştu.Günlerce evi sildik kokudan kurtulamadık evde balık pişirmemeye tövbe ettik.Bazen dışarda pişirtip getirdik bazen biz dışarda yedik.

Hala balık yemeye bayılmıyorum hala salatalar ve kalamarla doyuyorum ama anne olmanın gereği olarak balık yemeye bayılıyormuşum gibi yapıyorum.En sevdiğim balıklar hamsi ve dil balığı.Çok zorlanırsam levrek ama ille deniz levreği de yiyorum.

Neyse ki Duru beslenme açısından benden çok farklı bir çocuk.Balığa da ba-yı-lı-yor.Bir anne daha mutlu olabilir mi? {maşallah maşallah}


Ama yine de balıktan çok sevdiği bir şey var ki o da tabi ki ; "patates kızartması"




Balık sonrası deniz kenarında fotoğraf çekmemek olmaz :




Sevgilim ve sevgili kızım



                                             Dünya şirini ,küçük kedim.

Herkesin fotoğrafı çekilirken süper ıssız olan park sıra bana geldiğinde bir sürü insanla dolup taştı.Ben çekilirken kenarda bekleyen kibar insanlardan birine bakıyorum:

 

21 Şubat 2014 Cuma

Palmiye


 
Palmiye;  yazı, sıcağı, denizi hatırlatan güzel ağaç.Ne şanslıyım ki yaşadığım şehrin her yerinde varsın.Bir gün buralardan gidersek yine sokaklarında senin olduğun bir yerde yaşayalım isterim.Çünkü sen benim için bir ağaçtan öte çocukluğum, arkadaşlarım, okulum ve ilkgençliğimsin....

18 Şubat 2014 Salı

Evde kardanadam yapımı

Hiç kar yağmayan bir yerde yaşamak bence müthiş.İlkokula Erzurumda gitmiş biri olarak söylüyorum bunu.Üniversitede İstanbuldaydım orada da kar yağması ne demektir yaşayan bilir.Trafik kabusu bir yana kar beyaz yağar on saniye sonra siyah balçığa döner.

Ama kızım kar fotoğraflarını görüyor merak ediyor ve bir kardanadam yapmak istiyor.Kar yoksa pamuk da mı yok dedim.
İş çıkışı bir kırtasiyeye uğradım.Yıllardır bu kadar kırtasiye alışverişi yapmamıştım çok iyi geldi.Renkli kartonlar, yapıştırıcı, oynayan yapışkanlı gözler, etiketler ve desenli bantlar aldım.



Bu DIY, craft,elişi  işlerine çok uzak olmama rağmen aldığım malzemelerin yeterli olacağını umdum.Aklımda da bir fikir vardı ve sonuçta kızım da sadece üç yaşında.{üstelik hiç gerçek kardanadam görmemiş sadece kardanadam fotoları görmüş bir üç yaş çocuğu:) }


Önce karton rengi seçtik.Tabi ki pembe! Daha önce aldığım kağıt makaslarıyla kartonumuzu kestik:









Kardamadamın hatlarını kabaca kurşun kalemle çizdim.Duru aldığım yapışkanı çizilen çemberlerin iç kısımlarına sürdü:





Yapışkan sürülmüş bölümlere pamukları yapıştırdık:




Yapışkan gözler, huni şeklinde katlanmış turuncu karton ve pembe kartondan yapılmış bir ağız ve tatatata:



Fotoğrafa müdahale eden küçük,şakacı bir el:)Bu fotoğraflar ne zor şartlarda çekiliyor:




Hey bu benim ilk kardanadamım ve ilk elişim.Sizinle çektiğim sekizyüzelli fotodan sadece ikisini paylaşıyor olmam mazur görülebilir.Hem şunun tatlılığına bir bakın lütfen:



Burada da iki tatlılık bir arada:




Üst fotodaki tatlılık "anneye bak" dendiği anda anne hariç bir yerlere bakarken:




Sanatçı eserini incelerken:P




Kardanadamın başarısı karşısında gaza gelip tavşan yapımına başlamış sanatçı anne kız:




Sanatçılar eserleriyle:







Biz yaparken çok eğlendik umarım siz de okurken eğlenmişsinizdir :)

16 Şubat 2014 Pazar

Kızım, özür dilerim...


senin için yazılan bir blogda böyle bir fotoğrafının yer alması pek doğru olmayabilir ama ne yapalım arka planı çok beğendim :\

Biz bu haftasonu hayvanat bahçesinde gezecektik !






Kızımıza haftasonu için hayvanat bahçesine gitme sözü vermiştik.Kahvaltımızı yaptık evde biraz oyalandık ve yola çıktık.Yolda o kadar uykusu gelmişti ki gözlerini açık tutamıyordu ama hayvanat bahçesine gidemeyiz korkusuyla uyuyamıyordu.Hayvanat bahçesine geldiğimizde uyandırma sözü verip ikna edince uyudu.Uyandığında gelmiştik.

Bir ormanın içinden geçip yemyeşil bir cennet bahçesine geldik.


Önce aşağıdaki nefis kuşları gördük:




Renklerini fotoğraf makinasının yeterince yansıtamadığını düşündüğüm bu muhteşem varlıklardan{kuş demek eksik bir anlatım oluyor sanki} sonra duyduğumuz 'meee' sesiyle kuzulara koştuk:


Bu tatlı kuzucuk ve arkadaşları hayvanat bahçesi gezimizin sonu oldu:) Bizim tamm üç yaşındaki kızımız kuzulardan korktu! Uzaklaşalım ,uzaklaşalım diye bağırıyordu:) "Bak kızım deve, bak kızım ceylan, a bak ayı" yok hiç bir şekilde korkusu geçmiyor.Küçük midillilere bile bakmak istemedi. 

Yukarıdaki fotoğraftaki yüz ifadesi kelimelerden daha açıklayıcı sanırım :)





Gerçek bir cennet bahçesini apar topar çekilmiş bir kaç fotoğraf ile arkamızda bıraktık.Çıkışta ise küçük utanmaz Antep'teki hayvanat bahçesine gidip gidemeyeceğini öğrenmeye çalışıyordu.Babasıyla inanmaz gözlerle kendisine baktığımızı gördüğünde 'orada ağlamicam söz' dedi! :)

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..