19 Ağustos 2014 Salı

Gündemden..



Aslında bir Amsterdam yazısı olmalıydı bu ama o kadar çok fotoğrafı ayıklamak, yazıya dökmek şu aşamada bana biraz zor geliyor açıkçası.Dün akşam babaanne ve dedemiz ile birlikteydik, yaklaşık bir haftadır görüşemiyorduk ve elbette birbirimizi özlemiştik.Bu akşam da çok eski arkadaşlarımızla dışarı çıkacağız.En iyisi fotoğrafları flash diske aktarıp iş yerinde öğlen arası yazı hazırlamak sanırım:)

E Amsterdam yazısı yazamıyorum ama yazmak istediğim de bir sürü şey var.Ben de araya bir gündem yazısı oturtayım istedim.

A cup of Jo blogumda linki olan , takip ettiğim ve sevdiğim bir blog.Farklı ülkelerde çocuk yetiştiren Amerikalı annelerin hazırladığı her birinde farklı bir ülkenin Amerikalı anne tarafından kendisine farklı gelen yönleriyle tanıtıldığı bir yazı dizisi var ;"Surprising things about parenting in.." Bu bölümü çok seviyorum, farklı kültürler çok ilgimi çekiyor.

Dün Joanna'nın sayfasını açtığımda bu kez Amerikalı bir annenin Türkiye'de çocuk yetiştirmek hakkında yazdığını görünce çok şaşırdım.Hemen yazıyı okumaya başladım ama açıkçası biraz da korkarak.Ülkem ve insanlarım hakkında acımasız bir yorum yapıldıysa çok üzülürüm çünkü.

Neyse ki yazı umduğumdan bile güzel.Amerikalı anne Türkiye'yi çok güzel anlatmış.İnsanlarımız da aileye cidden çok iyi davranmış,çok şükür.Yağmurda ıslandıkları bir gün yanlarına şemsiyesiyle yaklaşan bir adam gidecekleri yere kadar şemsiyeyi babasının kucağındaki bebeğin üzerine tutmuş mesela, yemek yedikleri restoranda çocukları sabırsızlanıp huzursuzlandığında gelen bir garson bebeği kucağına alıp gezdirmiş onlar da yemeklerini huzur içinde bitirebilmişler.Herkesin bebekleri ne kadar çok sevdiğini, maşallah dediğini anlatıp İstanbul'un en güzel yanının insanları olduğunu söylemişler:))

Oyun parklarını yanındaki spor aletleri garip gelmiş ki bana da ilk başlarda garip gelmişti şimdi normal buluyorum.Onlar yazınca bir zamanlar garipsediğimi hatırladım:))Atatürk'ten ve onu ne kadar çok seviyor olduğumuzdan bahsetmişler:) Yemeklerin ne muhteşem olduğunu yazmışlar, kahvaltı çeşitlerinin bolluğundan, çay içme alışkanlığımızdan, kaymaktan bahsetmişler.

Yorumlarda da hemen herkes ülkemizi ve insanlarımızı çok sevdiğinden mutlaka gelmek istediğini söylemiş.Öyle ki iki gündür yazıyı okudukça gözlerim doluyor.Sulugözün önde gideniyimdir {gizli sulugöz ama}, duygusallığım özellikle ülkem ve insanlarımla ilgili tavan yapmıştır ama bu yazının beni bu kadar etkilemesi beni bile şaşırttı:)))

Yazının tamamı için buraya tıklayabilirsiniz. Yazının altında yorum yapmış olduğumu görmek kimseyi şaşırtmasın :P

İkinci gündem maddemiz de Buse Terim. Eski okurlarım ne denli bir magazin meraklısı olduğumu bilir. Annem ve ben bu ülkede olup biten her şeyi çok sıkı takip ederiz.Sosyete camiasından , şarkıcılara kadar çok geniş bir yelpazede hem de. Magazini takip etmenin pek de havalı bir durum olmadığını biliyorum ama hayat başka insanların ne düşündüğünü önemseyemeyeceğim kadar kısa:)

Neyse işte magazin canavarı ben Buse Terim'i de takip ediyorum elbette.Yaşının çok küçük olması sebebiyle yaptığı saçma röportajları, instagram hesabında yazdığı komik yorumları falan çok da önemsemiyorum açıkçası.İşim dediği moda işinde de çok başarısız olduğunu düşünüyorum ama kendine ait bir işi olması için çabaladığını görüyor ve takdir ediyorum.Hepimiz hayatın bir ucundan tutmuş gidiyoruz işte.

Çok da önemsemediğim biri olduğu halde dün gazetelerde yayınlanan bu kızcağızın mayolu fotoğraflarını ve gazetecinin habere kattığı yorumu görmek beni çok üzdü.

Kadınların bu her daim güzel, her daim ince olmasını bekleyen saçma zihniyetten çok sıkıldım! Göbeklerini pantolon kemeri üzerinden sarkıtan erkeklerin "selüliti var, basenli, ay çok kilo almış, doğum kilolarını veremediği görüldü" şeklindeki haberleri ve insanlarda oluşturdukları algı beni çok rahatsız ediyor.

Güzellik sadece bacak, kalça, popo değil ki.Güzellik sadece zayıflık değil ki.Bakın eski resimlere ressamların resmettiği kadınlar bayağı etli butlu tipler.Eskiden güzel olan oymuş çünkü.Güzel olan hala güzeldir , güzellik değişmez algısı değişir.Neyi güzel bulduğumu değişir ama bu gerçek güzelliği değiştirmez.

Bir gülüş, mutlulukla parlayan bir cilt, neşeli bakan gözler, güzel şeyler söyleyen bir ağız güzeldir.Buse Terim'in bu habere yaptığı şu yorumu da çok beğendim :

"Şükürler olsun ki sağlığım ve huzurum yerinde.. Bana bugun yapilan tum o yorumlari ve yapanlari Allah'a havale ediyorum. Ben insanim, istedigim zaman kilo alirim, istedigim zaman veririm bu kendimden baska hic kimseyi ilgilendirmez. Ayrica ben manken degilim, vucudumla para kazanmiyorum. Insanlarin hayatlarinda bazi donemler olur kilo alirlar veya verirler.. Bunun hesabini veya sebeplerinin hesabini da kimse kimseye vermek zorunda degil aynada gordugunuz kendinizden baska. Bu her insana yapistirilan "kilolu", "zayif", "kilo almis, vermis" sifatlarindan buna gore yapilan yorumlardan ve insanlarin uzerinde bu konudan dolayi yaratilan bu baskiyla insanlari hastaliga kadar surukleyen bu nefret dolu kemiklesmis algidan nefret ediyorum. Ben aynaya baktigimda o yorum yapanlarin gordugu kadin olmadigimi biliyorum. Ve beni her zaman elimden tutan ve bana kendimi "kadin" gibi hissettiren bir adam var hayatimda. Ben bugun yine buna, benligime ve hayatta sahip olduklarima sukrettim. Gerisine de guldum gectim. Sizde oyle yapin"

Bu konuda bir anne olarak çok hassasım.Hayattaki en güzel şeylerden biri yemek yemek.Bunu bir vicdan azabına çevirmeden ama sağlığımızı bozacak kadar da abartmadan her şeyden yiyebilmek önemli.Bu haberler ve yorumlar yüzünden hasta olan o kadar çok genç var ki! Ben bile koca kadınım yıllardır beş kilo vermeye çalışıyorum :P Şu anda bile rejimdeyim:)))






5 yorum:

deniz dedi ki...

yazı gerçekten çok güzel ve gerçekten çok olumlu şekilde ifade edilmiş. Bende mutlu oldum.kültürel olarak dışarıdan gözlemleyen biri için böyle etkiler bırakması ne iyi. En çok yabancılar onu kucağına alıp birde öpüyorlar diye yazmış. Hiç çekinme yok bu bana bile garip gelirken kadıncağız alışmış...

firdevs dedi ki...

yazini kucagimda Esma'yi pispislayarak okudugumdan kisa bir yorum olacak :p Son iki cumlene koptum :D

benimde fazladan bes kilom var. 54 filan olsam cok sevinirim , fakat bunun icin rejim filan yapamam :))

yasasin yemek yemek :))

Öykücü dedi ki...

Deniz,

Bu öpme olayına ben de sinir oluyorum.Duru'yu sadece bir kez market sırasında önümde bekleyen kadın şap diye öpmüştü de şok olmuştum.Bunun dışında olmadı çok şükür:) Kadının yüzünün yumuşak bulmuş olabilirler:P

Firdevs,

Oy oy oy.Yerim o kucaktakini ben ya!

Senin dört çocuğun var, daha yeni doğum yaptın, o beş kilonunu lafı bile olmaz.Demet Akalın'ın bile -ki kadın eski manken- doğumdan sonra 30 kilo fazlası vardı ayol:))

Öptüm.

Sessizce dedi ki...

Dün yazını okuduktan sonra bahsettiğin bloğu da okudum. Kendi ülkemizi bir yabancı gözünden görmek farklıydı ve iyi geldi. Genelde hep olumsuza alışkınız ya :/

Bugün de Hürriyette gördüm, haber yapmışlar ama anlatım dili berbat..

Bundan da şunu anlıyoruz ki basın da seni takipte :)

http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/86144/2368/1/27040639/abdli-ailenin-gozunden-turk-kulturu

Öykücü dedi ki...

Sessizce:)

Yabancı siteler olmasa bizim gazeteler çok yavan olurdu.Asla özgün haber yok hepsi tornadan çıkmış gibi.Buzzfeed sitesinin araştırmalarını, yazı dizilerini o kadar sık görüyorum ki bizim gazetelerde.

Beni de takip ediyor olabilirler gerçi:P

Sevgiler:)

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..