30 Nisan 2014 Çarşamba

Mutlu oluyorum..





1.Yürüyüş yaparken kuru dalların üzerinde baharı hatırlatan yeni çıkmaya başlamış küçük bir yaprak gördüğümde.

2.Harika bir hediye fikri bulduğumda.

3.Spor yaptığımda.

4.Yeni bir insanla tanışıp onu çok sevdiğimde.

5.Eski fotoğraflara bakıp kızımın ne kadar küçük olduğunu ve şimdi büyüdüğünü gördüğümde...


28 Nisan 2014 Pazartesi

This is photobomb !

Arkadaşlarımızla bizim parka gittiğimiz bir gün yanımda büyük fotoğraf makinası vardı.Kızlarının fotoğrafını çekmeyi teklif ettim.Hem benim için pratik olacaktı hem de onlara harika bir hatıra hediye etmiş olacaktım.Da işte işler planladığımız gibi gitmedi.Tatlı Canan'ın bir kaç kare tek fotoğrafını yakaladım ama geneli ne yazık ki Duru tarafından sabote edildi.

Tam Canan'ı tek yakalamışım , fotoğrafı çekmeye hazırım hop Duru koşa koşa gelip Canan'ın yanında dikiliveriyor:)Hele şu en son karede Canan'ın sadece saçı ve bir bacağı görülebiliyor çünkü Duru yanında durmanın yeterli olmadığına karar verip kızcağızın önüne geçiverdi:))








Bu fotoğrafa gülmekten ölüyorum sayın okur.Nedir bu photobomb diyorsanız böyle buyrun !

25 Nisan 2014 Cuma

Mangal





Bugün Cuma olduğu için çok mutluyum.Eve gidince kızımı alıp yürüyerek dondurmacıya gitmeyi planlıyorum.Vermeye çalıştığım bir beş kilo var ,hafif yiyerek ve fırsat buldukça yürüyerek bu kiloları vermeye çalışıyorum.Dondurmacıya yürümek pek iyi bir fikir değil diyor olabilirsiniz ama merak etmeyin ben dondurma yemeden dönüyorum ;)

Haftasonu eşimin bir iş gezisi olacağı için pazar gününü kızımla başbaşa geçirme ihtimalimiz yüksek.Bu yazı eski bir tarihe ait.Unutulmasını istemediğim , üçümüzün bir arada olduğu çok güzel bir günden...

Yine havanın nefis olduğu bir pazar günü Mersin'in bir yaylasına mangal yapmaya gitmiştik.Adana'nın sokakları et kokar,kebap kokar.Her yerde her an mangal yakılabilir.Biz de mangala bayılan ama evde yapmayı pek sevmeyen bir aileyiz.Kendin pişir kendin ye tarzı lokantaları ise çok seviyoruz.Salata hazır geliyor,mangalda pişen etin lezzeti bambaşka,yayla havasında yemek bir zevk ve en önemlisi yemekten sonra yıkayacak bulaşık, temizlenecek mangal ya da balkon yok:)) Bir anne daha ne ister:)



Hava ne kadar mavi, bayrağımız nasıl da güzel görünüyor.


İşte elinde köftelerle mangal ustamız da göründü;)


Mangalın olmazsa olmazları : kırmızı biber, tuz ve kekik.


Bu gülüşü yakalamak genelde çok zor olur.O kadar mutluydu ki, ortamı o kadar sevmişti ki hemen gülümsedi annesine.


Bizimkiler:) Ustamızın ciddiyetine dikkat :))


Mangal görüntüsü beni şu hayatta en mutlu eden şeylerden biri.Mangal sadece yemek değil bence aile de demek.Kimse kendi başına sırf kendisi için mangal yakmaz çünkü.Babam gerçek bir mangal virtüözüdür neyse ki kocam da fena çıkmadı:))



Salata kalp ben.


Bu ve burada fotoğrafı olmayan bir hamile kedi de o günü mutlulukla anıyordur eminim.Kızım köftelerini kendileriyle paylaşmaya pek gönüllüydü:)




Herkese iyi haftasonlar diliyorum.Siz neler yapmayı planlıyorsunuz sahi?

24 Nisan 2014 Perşembe

Patates kızartması seviyoruz !

Bitanem,canım kızım,hayatımın anlamı,ışığım,nurum,güzelim...

Bu kızın dışarda 'ne yesek' sorusuna cevabı her zaman patates kızartması oluyor:)



Kızım, ben seni senin patates kızartmasını sevdiğinden yüz milyon kat fazla seviyorum.Asla unutma !

20 Nisan 2014 Pazar

Aktivite: Tişört boyama


Yine bir akşam aktivitesi ile karşınızdayız sayın okur.Bu, bu, bu da size fikir olabilecek eski aktivitelerimizden.

Tchibo benim favori mağazalarımdan.Bir çok farklı ürün bulabiliyorum ve beni bir tchibo mağazasında ya da internet sitesinde bir şeyler araken sık sık görebilirsiniz.Bulduğum ve bir kenara attığım pek çok ürün var.Zamanı geldiğinde {yani kızım büyüdükçe} teker teker sakladığım yerden çıkarıyorum.

Bu kumaş boyama setini aldığımda aklımda bunu bir çocuk aktivitesine dönüştürmekten ziyade kızımın lekeli kıyafetlerine neşeli bir çözüm bulmak vardı.Haftasonu çok severek aldığım kendi tişörtümde çıkmayan bir leke gördüğümde bunu acil çözmeliyim dedim ve aklıma bunu kızımla beraber yapabileceğim geldi.Onun dolabında lekeli bir şey bulmak sorun olmayacaktı nasıl olsa :)))

İşte iki lekeli tişört ve boyama kalemlerimiz:


Kalemlerimizin daha yakın bir fotoğrafı :



Herkes kendi tişörtünü boyadı.Kızımı etkilememek için hiç yorum yapmadım ne yaparsan yap dedim.


Arada benden esinlendi tabi.Hey o sadece üç yaşında ! :)


Yazı yazmak pek iyi bir fikir değil.Biraz eğri oldu.{Bayağı bir eğri oldu :)} Apar topar yapmak yerine biraz ölçüp biçsem güzel olabilirdi.Sonuçta sadece evde giyeceğim ama lekesiz bir tişörtüm oldu:)


Bu da kızımın tişörtü.Altındaki yazı bana ait bazı noktaları da ben yaptım:)



Herkese iyi haftasonları.Kimseler yorum yazmasada oralarda bir yerlerde bizi okuyan birilerinin varlığını hissediyorum.En azından istatistiklerde görünen birileri var:))

18 Nisan 2014 Cuma

Parkta bir gün

Geçen haftasonu eşimin işi vardı.Kızımla günü açık havada geçirmek istedim.Caddelerde dolaştık, yemek yedik ve sonunda yolumuz aşağıdaki parka düştü.Ben küçük bir kızken {çok eskiden yani} bu park kalın duvarlarla çevriliydi.Duvarların arkasında kötü şeylerin olduğu söylentisi sebebiyle kimseler içeri girmeye cesaret edemezdi, kalın duvarların etrafında dolaşır dururduk.

Şimdilerde ise aşağıdaki fotolarda da görebileceğiniz gibi neredeyse bir cennet bahçesi ve her köşesinde bir çocuk, bir aile,bir yaşlı amca, bir köpek görmek mümkün.Parka girmeseniz bile etrafından geçerken dahi yemyeşil görüntüsü insanı mutlu ediyor.Şehrin göbeğinde bir vaha gibi uzanan bu park gibi nice parkla diliyorum!





Köpekler,kediler de unutulmamış.Çok tatlı bir hayvan çeşmesi:


Diğer ağaçların arasından uzanan bir palmiye.Büyük aşkım !


Parkın girişinde güvercinler var.Para ile yem atabiliyorsunuz.Çok şirinlerdi.



Ortam o kadar yeşil ve güzeldi ki her fotoğraf güzel çıktı.Kızımla tonla fotoğraf çektik.Poz verdirmek için epey dil döktüm ama aşağıdaki gibi şirin pozlar yakalamayı başardım:


Bol bol koştu.O kadar çok koşarken çekilmiş fotoğrafı var ki.Eleme yapmak çok çok zor oldu.Her adımını fotoğraflamışım neredeyse:)Aşağıdakiler yüzlerce fotoğraf arasından zar zor seçebildiklerim.Yani yerim olsa, okurları kaçırmayacağını bilsem hepsini yayınlamak isterim;)

Kızımın çocukluğunu düşündüğünde saçlarının rüzgarda uçuştuğu, özgürce koştuğu anıları olsun istiyorum.Duvarların arasında büyüyorlar maalesef.Sık sık parklara götürüyorum ama yeterli değil gibi geliyor hep.Fotoğraflar biraz da bu annelik vicdan azabıyla çekilmiştir:)








Bol eğlenceli,ailece geçirilen bir haftasonu diliyorum herkese !

14 Nisan 2014 Pazartesi

Waffle

Waffle, bizim ailecek bayıldığımız bir lezzet.Madodan waffle yemeden kalkmışlığımız yoktur.Bu yüzden Tchibo da waffle yapma makinasını gördüğümde hiç düşünmeden sipariş verdim.

Makinayı aldıktan sonraki ilk pazar günü de denedim.Makinanın kullanma klavuzundaki tarif beş yumurta içerdiği için başka bir tarif arayışına girdim.Bu tarifle pişirdiğim wafflelar harika bir pazar kahvaltısı oldu.Tatlı olarak değil krep mantığıyla tükettik.Tatlı olacağı, misafirlere ikram edileceği günleri iple çekiyorum:)

Ipadden tarif açılmış, malzemeler tarife göre karıştırılmış,makina yağlanmış:


Makinaya hamur koyduğumuz kaşığın boyutunu ayarlayana kadar eksik çıkan wafflelar oldu.Sonuçta yemek kaşığından büyük servis kaşığından küçük bir kaşık işimi halletti.


Sanat eseri:P




Yeni tarif ve denemelerde görüşmek üzere !

8 Nisan 2014 Salı

Çikolatalı Fransız Keki


Yıllar önce portakal ağacı sitesinin yazarı Hatice okurlarına en beğendikleri tarifi sormuştu yorumların çoğu Çikolatalı Fransız Keki diyordu.Bu kadar beğeniliyorsa denenmeli demiştim.

Bu keki o zamandan beri yaparım.Bizim evin favori keki.Kocama ne zaman kek yapacağım desem "Fransız keki yap o zaman" der:)Şimdi bu muhteşem keki kızımla bir akşam aktivitesi olarak da zaman zaman yapıyoruz.Bu kez blogda bulunsun diye kare kare fotoğrafladım.

Önce malzemeler:

Çikolata 80 grlık paketten iki tane tarifin orjinalinde ikisi de bitter ama ben birini sütlü olarak kullanıyorum, 150 gr tereyağı, 2/3 bardak fındık veya ceviz, 2/3bardak şeker, 2/3 bardan un, 1 paket vanilya, bir paket kabartma tozu ve dört yumurta.


Çikolatalar ve tereyağı bir kaba doğranır daha sonra benmari usulü eritilmek üzere bu kap su dolu bir tencereye konur.


Dört yumurta sarı ve beyaz olarak ikiye ayrılır.Beyazlar köpük köpük olana kadar çırpılır.Bu kısmı bizde Duru hallediyor.



Bu sırada çikolatalar ve tereyağı da erimiş oluyor.



İçine yumurta sarıları, şeker ve fındıkları ekliyoruz.


Karıştırıyoruz.Bu arada sağdan soldan kekinizi parmaklayanlar olabilir dikkatli olalım:)Un ,kabartma tozu ve şekerli vanilin de eklenip iyice karıştırılıyor.


Yumurta akı da en son ekleniyor.İyice karıştırılıyor.Görüntü bu:


Karışımı kalıba döküp fırınlıyoruz.Kabımızı da yardımcımıza dibini iyice sıyırsın diye veriyoruz.Mmmmm mmmm mmm sesleri eşliğinde kap temizleniyor:)



Ben kekleri soğuk fırına koyarım ve kontrol ederek pişiririm.Bu yüzden bir derece veremiyorum size. Ama 170 derecede yarım saat kadar diyebilirim sanırım.Bu da kekimizin fırından çıkmış hali:




Afiyet olsun !

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..