3 Ağustos 2014 Pazar

Yolculuk başlıyor.



Murat araba kullanmayı çok sever.Ben her tatile uçakla gitmek isterim o ise gideceğimiz yerde arabayla daha rahat ederiz diye ısrar eder.Bu kez de öyle oldu , şoförümüz hazır, biz hazırız ve istikamet Afyonkarahisar.

Yolda arabadan böyle bir sürü kare çektim.Celal Bayar Üniversitesini bile çekmişim:) Bu sene o kadar çok leylek gördüm ki seneye bir dünya turuna çıkarım muhtemelen.Onları delice bir mutlulukla seyrederken fotoğraf çekmekle zaman kaybedemeyeceğim için fotoğrafları yok maalesef.Yol çekimlerimden yayınlanmaya değer bulduğum iki kare:





Afyonkarahisar'da hedefimiz; " Aşçı Bacaksız". Ancak Ramazan ayında olduğumuz için servisleri yoktu.Ühü.Olsun Afyon'a tekrar gelmek için bahane olur diye tatilci tesellimizi verdik kendimize.Tatildeyiz ve hiç bir şey moralimizi bozamaz:)

Sonra otelimize giriş yaptık.Biz pek kaplıca ailesi değiliz.Ama Oruçoğlu tesislerini biz bile beğendik.Kocam soğuk hiç bir şeyi sevmeyen biri olarak sıcak havuza ba-yıl-dı.Bornozlar, kişiye özel plastik terlikler, güleryüzlü otel personeli gibi pek çok artısı olan otelin yemekleri de mükemmeldi.

Otelde eşim personelle konuşurken bir teyzenin elinde ilaçlarıyla sorun yaşadığını görünce "eşim eczacı" diyerek yardımcı olmak istemiş.Teyze geldi ,ilaçlarına baktık, biraz konuştuk.Akşam yemeğinde eşi ile oturduğu masanın yanından geçerken selam verdim, amca bizim masaya doğru yüksek sesle "kaç çocuk var" diye sordu.Of dedim "yalnız bırakmayın" muhabbeti başlıyor:) Ama amca bizi çok şaşırttı ve " başka çocuk olmasın bunu iyi yetiştirin" dedi.

Sonra yemeğini bitirip çıkarken masamıza geldi altı çocuğu olduğundan bahsetti, eşime dönüp "evin direği kim" diye sordu.Eşim beni göstererek doğru cevabı verdi:)) Sonrasında amca bize hayat dersi verecek diye beklerken amca "sabah işe gitmeden önce eşine dört tokat at" diyerek bizi tekrar şok etti.Ne diyeyim bilemiyorum:)

Harika bir gün ve sabahtan sonra {kahvaltı!} yine yollara düştük.Afyon otellerini kış tatili alternatifi olarak bir kenara not almış olarak istikamet Çeşme dedik.

Yolda yine pek çok fotoğraf çektim araba penceresinden ama hiç biri çok da içime sinmedi.Özellikle telefon telleri fotoğrafları çok bozuyor.Ama Atatürk'ün dağa işlenmiş bu muhteşem heykeli mutlaka yayınlanmalıydı değil mi?Sağdan soldan teller, elektrik direkleri görünmeyen tek kare fotom bu.Kötü fotoğraf kalitesine rağmen çok etkileyici!



Geçen sene Miplaya otele gitme sebebimiz internette Alkoçlar hakkındaki yorumlardı.Miplaya hakkında hiç yorum yoktu {Çünkü bu otel eski Mavi Otelmiş ve Miplaya adıyla yeniden açılmış}O oteli de ben çok güzel hatırlıyorum ama lüks düşkünü bir aslan burcu olan Murat pek sevmemişti.Bu kez gözümüzü kararttık, erken rezervasyonla Alkoçları ayarladık.Kötü yorum yapan insanlar neyi beğenmedi anlayamadım ama Çeşme'de Antalya standardlarında bir otel yapmışlar diyebilirim.


Bakın bu mesela bizi girişte karşılayan manzara.Giriş işlemleri yapılırken limonata, dut suyu, çilek suyu ikram ettiler.Otel personeli ilk günden "deli" demesin diye fotoğrafları eğilip ,bükülemeden çektim masa kompozisyonu bu sebeple biraz kötü :P



Resepsiyonda bekleyen en tatlı tatilciyi de kuzusuyla birlikte fotoğrafladım:




Ucuz olsun diye kara manzaralı oda istemiştik bakın bu da balkonumuzdan görünen kara manzarası ! Otel bu kadar güzel işte:)



İlk gün deniz kenarına gittik.Havuzun çevresi çok doluydu ve kızım kum oynama isteğiyle dopdoluydu.Çok tatlı bir de arkadaş buldu:



Murat denize gidip geldi ve " su sanki buzdolabından çıkmış gibi" dedi.Biz yine de Duru ile denize girdik.Kolluklarıyla yüzebiliyor artık:) Ve en önemlisi kafasını da suya sokabiliyor! Bu sene kızımla yüzme kursuna gitmiştik ve orada Gamze Hoca'nın Duru ile yaşadığı en büyük sorun kafasını suya sokamamasıydı.Suyun altından bana el sallayan Duru'yu görse mutluluktan ağlardı bence:)

Deniz, kum sonrası biraz da havuza gittik.Hazırlanıp akşam yemeğine indiğimizde Murat yemekleri çok beğendi.Yuppi! Sonrasında hazırlanıp Alaçatı'ya indik.Alaçatı fotoğrafları bir sonraki yazıda..;)



Hiç yorum yok:

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..