11 Eylül 2014 Perşembe

Bugün olsa Konya'da evleniriz.


Geçen yazının sonunda düğün salonunun önünde arkadaşlarımızdan ayrılmıştık.Yemek yiyip, muhabbet etmeye o kadar dalmışız ki benim saç, makyaj için kuaföre gidecek zamanım kalmamıştı.Ama asıl sorunumuz kıyafetlerimizi nerede giyeceğimizdi:) Neyse düğün salonu bize bir gelin damat odası ayarladı.

Ne sıkıntılarla giyindik, makyaj yaptım anlatamam.Saçımı resmen uyduruk bir at kuyruğu yaptım.Sonra bir çıktık ki düğün haremlik, selamlık şeklinde yani kadın ve erkekler ayrı oturuyor:)Sonradan öğrendiğime göre Konya'da yemekli düğünler bu şekilde olurmuş. Eşim bizi gelinin kızkardeşinin yanına bırakıp gelinin babasının yanına gitti.Biz sohbet ederken nikah kıyıldı, gelinin şahidi eşimdi, hemen kalkıp gelini tebrik ettik.

Pazartesi mesai olduğu için planımız düğünden erkenden kaçmaktı.Nikah kıyılır, gelini tebrik ederiz en geç 22:00 de ayrılırız diyorduk.Bir yandan da o saatte düğünden ayrılmak ayıp olacak diye için için dertleniyorduk.Adana'da düğünler çok geç biter çünkü.21:00-22:00 oynama faslının yeni yeni başladığı zamanlardır:))

Bu arada Duru çok acıkmıştı.Biz arkadaşlarla yemek yerken o uyuduğu için öğlenden beri açtı.Yemek menüsü bamya çorbası etli pilav, yayla çorbası etli pilav şeklinde.Duru babasıyla yemeklerin servis edileceği tencerelerin önüne kamp kurdu.Acıktım diye ortalığı yıkıyor.Adamlar size verirsek başkalarına da vermek gerekir düğünün düzeni bozulur diye kızıma bir kasecik çorba bile vermiyor.Duru artık ağlıyor ki bu durum yukarıdaki fotoğrafta yüz ifadesinden de  belli sanıyorum:(

Neyse bir masaya geçip oturduk servisi bekliyoruz.Bu arada masamdaki Yıldız Hanımla da çok samimi olduk.Çok hoş, iyi niyetli, temiz yüzlü bir hanım.Ben gelinin kardeşlerinin yanında oturuyorken  herkes masaları doldurmuş , servis almak için de masada oturmak gerek dolayısıyla bizim masa en arkada ve Yıldız Hanım, Duru ve benden başka kimse yok.

Yıldız Hanım bu masaya belki servis yapmazlar dedi biz de üç hanımın oturduğu başka bir masaya geçtik.Bu arada Duru amansızca söyleniyor ; 'acıktım, hadi getirsinler, acıktım, yemek nerde, hadi hadi hadi'..

Düğünde düzen şu şekilde ; ilk on beş masaya servis yapılıyor , bitiren masadakiler kalkıyor isterlerse arka masalara geçiyor ya da düğünden ayrılıyor, arka masadakiler onların masasına geçip yeni servis açılmasını belkiyor.

Yani yemek sadece ilk  masalara servis ediliyor.Ama iki kez ama üç kez ama hep aynı masalara.Orada kim oturursa da yemeği o yiyor.

Yani zaten acıkmış olan kızımın yemek yiyebilmesi için ilk on masadakilerin bitirip kalkması ve bizim o masalara geçmemiz gerekiyor.Tanrım!!

Masadakiler de Duru'nun söylenmesine kayıtsız kalamadı.Bir garsonu çağırıp (bayan garson) bir tas çorba rica ettiler.Neyse bu sefer çorba geldi.Masada herkes seferber oldu ben çorbayı içiriyorum bir diğeri ekmeği bölüp Duru'nun ağzına veriyor, Yıldız Hanım elimin kirlendiğini görüp ıslak mendil çıkarıyor gibi.

Duru çorbasını yarılamıştı ki bize yakın bir masa boşaldı.Çorbamız elimizde kalkıp o masaya geçtik.Masadaki kağıt örtü toplandı, yeni bir kağıt masa örtüsü plastik bardaklar, su ve içecek geldi.Ortaya servis şeklinde bir büyük kase çorba ve büyük bir kayık tabakta pilav ve et getirdiler.O arada Murat da gidip bir küçük tabakta et pilav almayı başarmış Duru'ya.Ama Duru'nun gözü dönmüş 'bu tabak bitince  masadakini de yiyeceğim, hepsini bitireceğim' diye bağırıyor:)) Masada gülmekten ölerek yemek yedik.

Kadın erkek ayrı oturma konusu çok sıkıntı.Mesela Yıldız Hanım neredeyse tek başınaydı düğünde, ben de keza öyle.Zaten kadın ve erkek ayrı ama aynı bahçenin içinde.Şöyle anlatayım L şeklinde bir bahçe düşünün. L nin bir kenarı kadınların bahçesi, bir kenarı erkek bahçesi ve kenarların birleştiği L nin köşesi nikahın kıyıldığı yer ve dans pisti.Yani eğer herkes ortada dans edecekse ve dolayısıyla birbirini görecekse ayrı oturmanın anlamı ne:)

Bizim düğünde müzik de yoktu gerçi:) Yani yemeğinin yiyen herkesin kalktığı düğün saat 21:30 civarı resmen bitmişti:))

Biz Murat'la buna bayıldık.Bugün olsa Konya'da evleniriz diyip duruyoruz günlerdir:))

Eşim de ben de evlenirken düğün istememiştik.Onun babası ile benim annem kıyameti kopardı.Tek kızım ,tek oğlum muhabbetinden sonra biz de onları kırmamak adına kabullendik.Düğünümüzde doğru düzgün oynamadığımız gibi düğün cdmizi bir kezden fazla izleyemedik:))

Kına gecesi fikrinden bile hoşlanmayan, gelinlik yerine sade bir beyaz elbise giymek isteyen,biricik kızının doğumunda dahi oda süsleme, kapı süsü bile yapamayan bir kadınım ben.İçimden gelmiyor.

İnternette kına geceleri için tefler yaptıran, nişan için kurabiyeler hazırlatan, bebek odalarını konsept belirleyip süsleyen insanları ilgiyle takip ediyorum, çıkan sonuçları da beğeniyorum ama ben bu tip işlerin kadını değilim.Kınamak, yermek ya da küçümsemek istemiyorum dedim ya beğeniyorum ama bana göre olmadığını düşünüyorum.

Neyse ki tam da bana göre biriyle evlenmişim:) "25. yılımızda damatlık ve gelinlik giyip bir parti verelim mi?" dediğimde yüzüme delirmişim gibi bakan bir kocam var.Sonrasında kahkahalarla gülüyoruz zaten:))

4 yorum:

sessiz balik dedi ki...

Kutlama işi bir sektör ve bir nevi bundan birileri nemalanacak diye suni kutlamalar yapmak da bana göre değil . kalbimi vermişim ben ona ya da canından bir can doğmuş hangi kutlama bunların değerini verir ki ? Sessizce çığlık atmayı yeğlerim

Sessizce dedi ki...

Ne garip yemek servisi alışkanlığı varmış, hele düzen bozulur diye aç çocuk bekletilirmi hiç insaf diyeyim, yolumuz, olur da Konya düğününe düşerse karın tok gitmek lazım onu anlamış olduk.

Şu kutlama, konsept, ıncık cıncık konularında bende hevesleniyorum ama yok arkasını getiremiyorum bi türlü, kokoşluk benim ruhumda yok ama azcık olaydı iyiydi.

Bir Terazi Kizi... dedi ki...

Bende senin gibi ne dügün ne kinagecesi istemistim,gelinlikte giynek istemiyordum o zamanlar,neyse tarlatansiz gayet sade ama hos bir elbise diktirdim,gelinligim oldu,tabii duvagiyla,ama misafirleri agirlama isi icin genis bir alan ihtiyac oldugundan geleneklere uyulup kinada yakildi törende yapildi,bazen ortam öyle gerktiriyor tabiki uymak zorunda kaliyor insan...

Öykücü dedi ki...

Tarlatansız bir elbise harika ben tarlatanlı gelinlik gitmiştim :( ortam öyle gerektirdiği için tanımına bayıldım.

Sevgiler

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..