9 Ekim 2014 Perşembe

Amasya


Benim Amasya'ya ilk gidişim değildi.Üçüncü kez görmeme rağmen her gördüğümde daha bir çok beğendiğim için sanırım bu kez "Amasya varken Adana'da yaşanır mı?" diyip durdum..Ben Amasya'yı çok sevdim {yine} ama eminim fotoğraflardan sonra siz de çok seveceksiniz ve ilk fırsatta gitmek için planlar yapacaksınız.

Dağlarla çevrili, ağaçların arasında, üç beş katlı evlerden oluşan çok şirin bir şehir.Ferhat'ın Şirin için deldiği dağ da burada.

Kocamın hem annesi hem babası Amasya'lı.Haliyle Amasya'da tonla hala, teyze, kuzen, anne baba kuzeni var.Geçen gidişlerimizde anneannemizin evinde kalmıştık.Ama bu sefer yanımızda Duru ile gidecektik ve açıkçası ben yatılı misafir olmayı pek sevmiyorum.Rahatsızlık vermişim gibi hissediyorum, rahat hareket edemiyorum.{Çocuk ile daha da zor}.Kocam da benimle tamamen aynı hisleri paylaştığı için gitmeden önce orduevinde kalma konusunu karar bağlamıştık.Aileler ayağa kalktı, ay ne ayıp dedi ama biz beşimiz de orduevinde kalma kararımızdan pek bir hoşnut kaldık.

Ev ev gezip durduk,kayınpederimin kızkardeşi, kayınvalidemin kızkardeşi, kayınpederin amcaoğullarının evleri, kayınvalidemin amcası, kayınvalidemin dayısının kızı derken yüzyıllık akraba ziyateri kotamı doldurduğumu hissettim:)) Çok bayram gibi bir bayramdı.

Herkes çok kibar, çok nazik ve eğlenceliydi.Ailedeki ablaların Duru ile saatlerce sıkılmadan oynamaları beni çok mutlu etti.Her evde ayrı bir hikaye, ayrı bir anı vardı.Koskoca insanların çocukluk anılarını dinlemek çok etkileyici.#zalimsinzaman

En çok kayınpederimin ailesinde çay servisini erkeklerin yapıyor olmasını sevdim.Semaver babanın yanında duruyor ve  çayı bitenin çayını baba dolduruyor, ne şirin! Kocama "bundan sonra evde misafire ben çay vermem" bakışını attım;) O da bana "ama semaveri kadınlar yakıyor" dedi.Semaverimiz yok:P




Kayınvalidemin amcası bizi görünce ağladı."Hep ben geliyordum amca bu sefer çocuklarımla geldim" derken kayınvalidem de ağlıyordu.

Evlerde Duru'ya bayram harçlığı verdi herkes.İlk parayı M.'ın halasının eşi Ahmet Amca verdi.Duru parayı almadı, akşam orduevinde yatarken ona bayram harçlığı konusunu anlattım, kimseden asla para almaması gerektiğini ama bizim bayramlarda çocuklara harçlık verme adetimiz olduğundan bahsettim.Kulağıma eğilip "o amcanın verdiği parayı da sen kızarsın diye almadım zaten" dediğinde neler hissettiğimi anlatamam.Eridim, bittim.İzin çıktığı için ertesi gün hevesle topladı paraları:) Bir evde Alzheimer hastası çok yaşlı bir teyze vardı o kavanozdan çıkardığı metal 1 TL verdi kızımın alıp hemen bana verdiği tek para o oldu:))

Amasya'da haşhaş ve cevizle yapılan mayalı yöresel bir çörek var.Her evde ikram edildi.Kızım maşallah hepsinden yedi.Babaanne çöreği olarak bildiği çöreğe artık Amasya çöreği diyor:)Ancak çok net söyleyebilirim ki yediğim çöreklerin hiç biri kayınvalidemin çörekleri kadar güzel değildi.

İlk gün akşamüstü orduevine yerleştikten sonra teyzenin evine gittik.Anneanne artık teyze ile kalıyor.Onları gördük, akşam beraber yemek yedik.Halanın evinde çay içip orduevine döndük.Sabah da yine halaya kahvaltıya davetliydik.Sonra çılgın bayram gezmeleri başladı.

Akşamüstüne kadar beşimiz gezdikten sonra kayınpeder ve kayınvalidemi kuzenlerinin evine yemeğe bıraktıktan sonra biz "Aşıklar Müzesine" gittik.Benim için hayal kırıklığı oldu.Bakımsız cansız mankenlerle canlandırılan tarihi büyük aşk sahneleri; Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun ve hatta Romeo ile Juliet.Mankenler o kadar amatör olmasa fikir iyi aslında.Neyse ki hediyelik eşyalar bölümünden aldığım iğne oyası kolye acılarımı dindirdi;)

Akşam yemek yedikten sonra Duru'yu arabasına koyup yürüyüş yaptık.Aşağıdaki fotoğraflar Yeşilırmak kıyısında çekildi.Gece ayrı gündüz ayrı güzel.Ama ben gündüz ev gezmesinde olduğum için elimde sadece gece çekilen fotoğraflar var.





Işıklar renk değiştiriyor.Mavi tonlarında görünüm de bu şekilde:




Salı günü de teyzede kahvaltı yaptıktan sonra yola çıktık.{Anneanne rahatsızlandığı için hastaneye kaldırıldı,çok korktuk, Duru çok büyük bir ilgiyle olanları izledi, ambulans geldi,112 arandı ve sonuçta kahvaltı boğazımıza dizildi.Tek tesellimiz anneannemizi sağlıklı bir şekilde eve bırakıp yola çıkmamız oldu}Akşam sekiz gibi Adana'ya geldik.

Gezmek güzel ama ev gibisi de yok sayın okur.Gelecek gezi yazım "Amasya'da ne yenir, nerede yenir?" olacak muhtemelen.Bu yazıdan sonra bir turist patlaması olmasa da o yazıdan sonra hepiniz Amasya'ya koşacaksınız, kesin! ;)

3 yorum:

sebotuna dedi ki...

Amasyayi ne zamandir merak ediyorum, ilk firsatta gidelim o zaman :)) anneanneye de cok gecmis olsun ...

deniz dedi ki...

Yakın arkadaşlarımız var Amasyalı onlardan dinlerken çok sevdiğim ve hep çok gitmek istediğim bir yer olmuştur. ve görmediğim birkaç son vilayetten biri...arkadaşımdan aldığım haşhaşla çörekten yapmayı denedim bir kez ama çok iyi olmadı.kayınvalidenin tarifini de versen iyi olabilir.ve bu yazılarına bayılıyorum ben fotoğraflar da gerçekten çok güzel.

Öykücü dedi ki...

Sebnem,

Kesinlikle gidin.Ama çok kış ya da çok yaz olmasın.Yazın boğucu bir sıcak vardı:)

Deniz,

Görmediğim bir kaç vilayet mi? Ne güzel! Kayınvalidem hayatta tarif vermez, ben sana yaparım der genelde ama bir sorayım;) Çok teşekkür ederim güzel sözlerin için:)

Sevgiler.

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..