17 Ağustos 2015 Pazartesi

Eskişehir

 
Paris dönüşü İstanbul'a indik.Metroya atlayıp evimize geldik.Babam ve kardeşimle harika bir akşam yemeği yedik.Babamın meşhur kavurması, pilav ve salata, Duru içinde annemin anneanneme gitmeden önce hazırlayıp dondurucuya attığı köfteler.
 
Yemek sonrası çay içtik, sohbet ettik, freeshoptan aldığımız çikolataları yedik ve sabah erken kalkacağımız için yatıp uyuduk.Sabah 9:00 gibi kalktık, kardeşim işe gitmişti biz babamla kahvaltı yaptık sonra da Eskişehir'e gitmek üzere yola çıktık.
 
Adana'dan arabayla gelmiştik dolayısıyla Eskişehir'e de arabamızla gidiyorduk.Çok zekice! Eskişehir'e gitmeden önce liseden en yakın arkadaşlarımdan olan Neslihan'a yazıp nerelere gidelim demiştim.Neslihan üniversiteyi Eskişehir'de okudu.Bana Adalar, Hamamyolu, Sazova Parkı ve Yunus Emre Kampüsündeki Japon Bahçesini mutlaka gör demişti.Yenecek yemekler zaten belli.Çiğbörek ve Balaban kebabı.Yeme içme konusunu Google'a danıştım tabi:)
 
Nes dahil herkes "Papağan'da çiğbörek yiyin" dediği halde biz Google ve otel personelinin önerisi olan "Çibörek Evi"nde yedik.Öncesinde Duru'ya bir şorpa (çorba değil adı ama bildiğimiz düğün çorbası) söyledim çünkü Fransa'da resmen içimiz kurumuştu!
 
Bir kere çiğböreğin adı çiğbörek değil çibörekmiş! Benim her zaman sevdiğim bir lezzet.Ama şimdiki aklım olsa gidip Papağan'da yerdim.Yani lezzetliydi ama "ah olsa da gene yesem" de değildi! Ya da ben bu satırları tokken yazdığım için de bu şekilde yorumluyor olabilirim.
 
 


Sonra Sazova Parkına gittik.Gölge alan sıkıntısı vardı biz Adanalılar bile güneşten bunaldık ve hayvanat bahçesi henüz hazır değildi ama tüm bunlara rağmen çok güzel bir yerdi.




İçeride Eti Sualtı Müzesi vardı mesela.İçeri giriş 2 TL civardıydı ,Paris'de müzelere Euro üzerinden tonla para ödedikten sonra çok hoşumuza gitti.Girişte bir fotoğrafınızı çekiyorlar ve size bir numara veriyorlar.Çıkışta numaranızı söylüyorsunuz ve çeşitli arka planlarla hazırlanmış fotoğrafınızı seçiyorsunuz:)

Küçük olmasına rağmen oldukça zevk aldığımız müzeden fotoğraflar:

 
İçeride fotoğraf çekmek için çok güzel düşünülmüş oyuncaklar vardı.Duru korkunç bir köpekbalığının üstünde:



Kalıp balık Nemo:


Deniz yıldızları önünde biz:



Bu da içerde fotoğraf çekilsin diye hazırlanmış bir düzenek.Akvaryumun içine bir alan yapmışlar alttan eğilip giriyorsunuz ve sanki suyun içindeymişsiniz gibi etrafınızda yüzen balıklarla çıkıyor fotoğraflarınız :



Bu vatozlar acayip arkadaş canlısıydı.{Ya da açlardı, bilemiyorum.} Havuzun kenarına yaklaşıp duruyorlardı.Duru havuzun kenarına oturup poz verdiğinde birden yanında beliren bu şirin vatozla bu pozu yakalamak beni çok mutlu etti.Vatozun yüzü ne şirin değil mi?

Pozdan bir salise sonra Duru aniden beliren vatozdan korkup kaçtı işte o bir anda çekildi bu poz:


Arkada dünyanın en acayip balıkları önde biz:

 
Köpekbalığı:


Sualtı müzesi çıkışı açılmayan hayvanat bahçesi önü ve güneş mağdurları :

 
Bir korsan gemisi ve bir masal şatosu vardı.Onlarca herbiri birbirinden farklı ve çok ilginç çocuk parkları ve birde parkın etrafında gezen tren vardı.Kocaman bir köpek balığının ağzından kaydığınız kaydırak, mantardan evler gibi çok zevkli çocuk parklarında Duru zevkle oynadı.Bu da içine girip baktığımız korsan gemisi:
 
 
Masal şatosunun fotoğrafı yok ama içerde Yılmaz Büyükerşen'in bir maketini görünce bir poz çekilmek istedim.Adana'nın tüm eski belediye başkanlarından nefret etmeme sebep oldu kendisi:)

 
Oradan biraz dinlenmek için şehre çok yukarıdan bakan Şelale Parkı'na gittik.Manzarası harikaydı gerçekten:



Burada da çibörek yedik.Duru biraz yorulmuştu ve oldukça suratlıydı :P :

 
Şelale Park'ta bu levha çok hoşuma gitti:
 

 
Çıkışta Hamamyolu'na gittik.Eskişehir'in İstiklal Caddesi diyebilirim.Biraz gezindikten sonra ünlü "Met Helvasından" aldık.Sonra da  Balaban Köftesi için internetten belirlediğimiz Fahrettin Usta'ya uğradık.Duru yolda uyuyakaldı biz de bayağı bir yürüdük.Ama yemek gerçekten çok lezzetliydi.O küçücük dükkanı bulmak için uğraştığımıza değdi yani:

 
Yemek ve çay sonrası bu kez Adalar'a gittik.Burayı görünce ben yine Adana'nın gelmiş geçmiş tüm belediye başkanlarıyla ilgili hiç iyi olmayan hislere büründüm.Adamlar bildiğimiz kanalları almış , ağaçlandırmış, içine kanolar ve botlar falan koymuş.Çok şık bir yer olmuş.Adana' da kanallarda sadece sivrisinek olur bir de ne yazık ki boğulan insanlar:(
 
Venedik gondolları gibi olanları çizgili tişörtlü adamlar kulanıyordu ve Duru olmasa benim tercih edeceğim bu tip olurdu.Ama çocukla cesaret edemedim.

 
Biz bu arkamızda görünene bindik.2,5 liraya:P Canım memleketim.Üstelik Duru'ya bilet de kesmediler.Ama içerdeyken bir adam geldi ve başka bir aileye eğer çocuğa bilet almadılarsa çocuğu kucaklarına almaları gerektiğini söyledi.İçerde bir sürü yer varken ne gereksiz bir söylem.Bize söylememiş olsa da biz de rahatsız olduk acaba bilet alsak mı hemen diye bakınmaya başladık.Adam da mahcup olup çocuğunu kucağına alınca başka bir yolcu "biz çocuğa para verdik ama kucağımızda tutuyoruz" diye tepki gösterdi.Şimdi çocuktan para alınıyorsa bizden neden almadılar ve içerde bedavacı muamelesi gördük , alınmıyorsa o diğer adamdan neden almışlar.Sistemsizlik ve cehalet işte.Adam dışarı çıkarken bir saniye önce uyardığı adama boş yer varsa çocuğu oturtabilirsiniz dedi üstelik!Keşke 20 Euro verseydik de bunlara şahit olmasaydık dedik inanın! Neyse canımızı sıkmıyoruz ve fotoğraflara bakıyoruz:
 



Bu da sualtı müzesinin girişinde çekildiğimiz foto.Altı farklı arka planla mailimize göndermişler sağolsunlar.Ben en çok ahtapotluyu sevdim ve onu baskı olarak aldık.Ama en korkuncu buydu:

 
İki gece kaldığımız Eskişehir'de YunusEmre Kampüsü'nü bizi almadıkları için {personel harici kimse giremiyor} gezemedik bunun dışında hedeflediğimiz her yeri gördük.Adana'ya dönmek için yola çıktık ama yolda elbette Konya'ya uğrayacaktık;)

5 yorum:

enne dedi ki...

Merhaba,

Eskişehir'de nerede kaldınız? Eğer bir otelde kaldıysanız ve memnunsanız tavsiye alabilir miyim? Biz de yakın zamanda gitmek istiyoruz ailece. Çok teşekkürler.

Öykücü dedi ki...

Sevgili enne,

Turunç otel'de kaldık. Çok çok çok beğendik. Gönül rahatlığıyla ve hatta hararetle tavsiye ederim.Booking.com puanı 95 civarıydı.

Sevgiler

deeptone dedi ki...

her şey çok güzelmiş. özellikle çi böreeek :)

cadsiz dedi ki...

cok guzel bir geziymis, ben de hic gitmedim ve gitmeyi coz istiyorum ama Hazal'in biraz buyumesi gerek sanirim..

Öykücü dedi ki...

Deep:)

Gerçekten çok güzeldi !

Cadsız:)

İnşallah gidip görürsünüz yazarsınız biz de tekrar gitmiş gibi oluruz:)

Sevgiler

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..