7 Ağustos 2014 Perşembe

Çeşme, dondurma,çay

İlk akşam Alaçatı'ya gitmiştik, sonraki akşam otelde kalıp mini discoda takıldık.Üçüncü gün akşam rotamız Çeşme.

Alaçatıdaki hıncahınç kalabalıktan uzak, İzmir'in o güzel esintisini hissedebileceğiniz bir yer burası.Kulübün önünde poz veren küçük Çeşme yolcusu:



50 faktör güneş koruyucular, havuz kenarında elbise ile takılmalar, şapkalar ve tüm bu önlemlere rağmen sonuç; bir adet kara marsık.Deniz kenarında yanamayan gerçek beyazlara kılım.Annem mesela sadece kızarır:)


Bu da yavru marsık.Çok beyaz görünen ama annesi gibi kararıveren kızım.


Dondurmacı sırasında bir Murat :) Bu sefer ben yemedim, kilo mu aldım ne telaşı başlamıştı çünkü.



Favori dondurmacımız.Önünde her daim sıra var.


Baba kız dondrumacı güzelleri.Çeşme de ışıklar fotoğraf kalitesini çok bozuyor.Fotoğrafların hiç birini çok beğenmedim ama anıları belgelemek adına yazıya ekledim.


Kalp, kalp.


Geceyi deniz kenarında gezip, yorulunca oturup çay içerek noktaladık.Pek afilli çay bardaklarına rağmen içtiğim en berbat çaydı:)Çok azını içebildim kalanı Duru içmeye çalıştı.İki yudumda o da kesildi:)

3 yorum:

Sessizce dedi ki...

Ben de kolaycacık kararıverenlere hayranım. acısız sızısız iki günde rengi değişip tatile gittiği belli olanlar :) Biz de önce haşlak bir kırmızı sonra kahverenginin elli tonuna bürünüyoruz :)

deniz dedi ki...

bütün tatil zamanındaki ay yemeyim davranışlarımın hepsi için pişmanım. (diyet psikolojim bu)keşke daha çok yeseymişim. keşke sende o dondurmayı yeseydin...

Öykücü dedi ki...

Sevgili Sessizce:)

Ama saçlarım da koyu renk yüzüm kaybolmuş gibi geliyor bana:) Annem Erzurumlu, kayınvalidem Amasyalı bizim oralarda beyaz kadın makbuldür:))

Sevgili Deniz:)

Bir önceki gün yemiştim tatlıyla da çok aram yok neyse ki.Antakya'da yemediklerinden pişman olmanı anlıyorum:)Ama şöyle düşün onları da yeseydin şimdi başladığın diyetin daha uzun sürecekti belki.

Sevgiler.

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..