22 Ekim 2014 Çarşamba

Selfie3


Duvarlarım var benim.Çok zor açabiliyorum kendimi insanlara.Gerçekten güvendiğim insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez.Çok sevdiğim halde hiç güvenmediğim bir sürü kişi var mesela.Beni kırabileceğini, bir ricamı geri çevirebileceğini düşünüyorum ama birlikte vakit geçirmeyi, sohbet etmeyi seviyorum.Ama en derinimdeki beni  göstermiyorum.Zayıflıklarımı,korkularımı,kırgınlıklarımı paylaşmıyorum.

Anneme bile söylemediklerim var.Başıma gelen gururumun kırıldığı bir olayı anneme anlatamam.Ama kocama anlatırım.Annem o olayı bir gün benimle dalga geçmek için kullanabilir ama kocam bir daha konusunu açmaz.Neyse ki böyle yoksa çok yalnız bir insan olurmuşum di mi:(

İş yerinde bir kaç gün önce çok küçük ama beni tam kalbimden vuran bir olay oldu.Sohbet ediyorduk kalabalık bir gruptuk bir arkadaşım benimle hiç alakası olmayan bir konuda başka bir arkadaşıma bir başka arkadaşın yine bir başka arkadaşla ilgili söylediği bir cümleyi söyledi ve o an cidden dünya başıma yıkılmış gibi hissettim.Kalbimin kırılma sesini dikkatli dinleyen bir duyabilirdi sanki.Ama odada kimse farketmedi ne hissettiğimi.Bir tek an bile ifadem değişmedi,yüzümdeki gülümseme bir milisaniye bile solmadı.Duygularımı öyle de iyi saklarım;)

Ama hislerimi biriyle de paylaşma ihtiyacı dayanılmaz bir boyuttaydı.İş yerindeki arkadaşıma anlatacak bir fırsat bulamadım.Eve gittim ama kızımla oynarken, yemek ısıtırken, yerken, tv izlerken hep aklımda o cümlenin bana hissettirdikleri vardı.Akşam kocama sana önemli bir şey anlatmak istiyorum dedim.Anlatırken tv izlemesini, telefonuna bakmasını istemiyordum.Bir sessizlik olmalıydı, gözlerime bakmalıydı ve ben kimselere söyleyemediğim o güvensizliğimi, kırgınlığımı anlatmalıydım.Beni dinledi,yorum yaptı, elimi tuttu ve ona anlattıktan sonra durumun o kadar da dayanılmaz olmayabileceğini düşündüm.Bu kadar üzülecek ne vardı ki? Yani bu durumda benim hiç sorumluluğum yok muydu ya da ben gerçekten istiyor muydum ki?

Eski bloğumda fotoğraflarım yokken içimden gelenleri yazıyordum ve fotoğraflı blogda bunun olamayacağını düşünüyordum.Ama buraya yazmak da tıpkı kocama anlatmak gibi beni rahatlatan bir şey.Aklımdaki düşünceleri sıraya dizmemi, önemli önemsiz ayrımı yapmamı sağlıyor.Duygularımı yazarken rahatlıyorum.Çok da önemli değilmiş diyorum.

Ailemin,arkadaşlarımın hatta beni tanıyan hiç kimsenin bu blogdan haberi yok.Olsaydı bu kadar rahat olamazdım muhtemelen:) Ya da olurdum bilemiyorum:P Sonsuza dek deşifre olmamayı diliyorum:)


5 yorum:

yeliz dedi ki...

ne mutlu sana kocan var. ve tabii blogun:)) blog mühim ve iç dökeceksen evet bırak gizli kalsın:)

sedenist dedi ki...

Öncelikle, başlıklarınıza bayılıyorum(eski blogdan beri):P
O kadar benziyor ki bu davranışınız bana;bir keresinde benle alakasız biri için yine benle alakasız bi konuda yorum yapılmıştı bunun üzerine depresif iki gün geçirdim,kendim de bir süre farkedemedim neden üzüldüğümü.Sonra bir arkadaşımla konuşurken ortaya çıktı bu konuşmadan etkilendiğim. Bunu farketmek ve sonraki yaşantılarda neden olduğunu bilmek bence bir ders niteliğindeydi...Sanırım bloglarda benzer yönlerimizi bulup okuyoruz birbirimizi. :)

Öykücü dedi ki...

Yeliz:)

Hem çok kişi okusun beni istiyorum hem çevremde deşifre olmaktan korkuyorum:) Beni blogunun yan tarafına aldığından beri okur sayım o kadar arttı ki.Sana ne kadar teşekkür etsem az:)

Sedenist:)

Teşekkür ederim:) Ne saçma şeylere üzülüyoruz ,ne önemsiz meselelere takılıyoruz diye düşünüyorum bazen.Ama o an en önemli şey hissettiklerin oluyor ne saçma diye düşünemiyorsun ki:) Benzerlikler ve farklılıklar:)

Sevgiler..

deniz dedi ki...

Maşallah diyelim ne mutlu sana en yakın dostun il evliymişsin gibi. Bu çok mühim bir şey ve herkese nasip olmaz.

Öykücü dedi ki...

Deniz,

Teşekkür ederim.Herkese nasip olur inşallah.

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..