6 Temmuz 2015 Pazartesi

Boşan{ma}



Evliliği yürütmek emek istiyor.Hayat şartları zor.Can sıkıcı bir sürü şey oluyor ve insan evine her zaman mutlu, neşeli dönemiyor.Mutlulukları paylaştığınız kadar endişeleri, korkuları ,üzüntüleri de paylaşıyorsunuz.

Evliliğin ilk sırrı sana saygı duyan ve seven biriyle evlenmek bence.Çünkü saygı yoksa sevgi de zamanla yıpranır.Sana, isteklerine,hayallerine,tercihlerine,fikirlerine saygı duymayan biri bir süre sonra seni boğmaya başlar ve..

Kadın arkadaşlarımın içinde "erkek maço olmalı" diyenleri duyuyorum.Hiç evlenmemiş bir arkadaşım "çok seversem bana bir tokat atmasını isterdim" demişti!! Bunlar bana çok uzak, asla anlayamayacağım şeyler.Benim için evlilik eşitliktir.

Baskı, yasaklama, üzerinde hüküm kurmaya çalışmanın sevgiyle uzaktan yakından bir alakası yok.Ve genç kızların kafasını bu tip "maço erkek", "sahiplenici erkek" masallarıyla doldurulmasını da anlamıyorum.Tabi ki başın sıkışırsa yardım edecek, elbette her durumda aynı safta savaşacaksınız ama bu hoş bir sahiplenme kesinlikle senin yerine karar alma, sana hükmetme anlamına gelmemeli.

Bu konular nerden aklıma geldi derseniz komik bir hikayeye bağlarım bu yazıyı.İki gün önce bir arkadaşımla koridorda karşılaştık.Merhabalaştıktan sonra ıkına sıkına "eşimle ayrılıp ayrılmadığımı" sordu!

Yoo dedim ama nasıl rahatsız hissettim anlatamam.Kimden duyduğunu sorduğumda dışardan birilerinden duyduğunu söyledi.Bizim iş yerinde isimler "D.erya,Fer.ya,Se.lda, Ye.lda, Belm.a" şeklinde hep kafiyeli.Aynı yerde çalışan yedi sekiz kız kardeş gibiyiz:) Bu sebeple adım bu isimlerden biriyle karışmış olabilir diye düşündüm.

Umarım kimse boşanmıyordur , umarım bu öyle bir yanlış anlaşılmadır.

Sonra aklıma ilk evlendiğimiz sene yaşadığımız bir olay geldi.Biz evlendikten üç ay kadar sonra annemler Ankara'ya taşındı.

Evlenmeden önce aldığımız evde bir kadın oturuyordu ve eşiyle arası çok iyi değildi.Evi bize satma aşamasında sanırım boşanmışlar.Sonra düğün oldu biz eve yerleştik.Apartman da her kat tek daire altı katlı küçük bir apartman.Bizim o evde altıncı katta yaşlı , hafif Alzheimerlı bir teyze vardı.Annemin bir arkadaşıyla da bu teyze arkadaşmış meğer ve bir kadın gününde karşılaşıyorlar.Teyze "bizim apartmanda da bir gelin eşinden ayrıldı" diyor.

Kastettiği evi satın aldığımız aile ama annemin üstün zekalı arkadaşının aklına hemen ben geliyorum.Ertesi gün bizim eve geliyor.Tabi ben çalıştığım için evde değilim ama teyze bu kapı açılmama durumunu eşimden ayrıldığım için evden de ayrılmama bağlıyor.

Hemen annemlerin eski evine gidiyor.Kapıyı çalıyor ama tabi ev boş olduğundan kimse açmıyor,orada komşulara nerede olduğumu soruyor komşular tabi bilmiyoruz diyorlar.Yine zekasını konuşturuyor ve kız sokaklarda yatıyor diye düşünüyor ve annemleri arıyor.

İş yerinde telefonum çaldı açtım baktım annem.Daha merhaba dememle.Annem ağlayarak neler oluyor diye bağırmaya başladı.Nerde kalıyormuşum da ayrılıp nasıl kendilerine haber vermezmişim de.Şaşırıp kaldım.Tüm o ağlamalar, bağırtılar arasında bu üstte anlattığım hikayeye ulaşana kadar akla karayı seçtim.

O zaman ter içinde kalmıştım, hala hatırladığımda içim sıkılır ama aslında baksan komik bir olay.Sonrasında annemin arkadaşını arayıp bir iki laf etmiştim de.Yani insan emin olmadan bir kızın uzaktaki ailesine böyle bir haber verir mi?

Güzel bir hafta olsun inşallah.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Başlığı görünce yüz ifademi görmenizi isterdim.Yazınızı çabucak okuyup çok rahatladım ve yazma isteği duydum. Siz eşinizle inşallah bir ömür boyu çok çok mutlu olursunuz. Tüm sıkıntılar sizden hep uzak olsun.
Nurten

Öykücü dedi ki...

Nurten:)

Teşekkür ederim güzel dileklerinize, içtenliğinize.Arkadaşım bana ayrılıp ayrılmadığımızı sorduğunda ben de aynen öyle kötü hissettim, başlığı da dikkat çeksin diye seçtim.:))Allah herkesin yuvasını korusun, aynı dilekleri ben de size diliyorum..

Sevgiler..

melda dedi ki...

allah nice güzel yıllar nasip etsin size :) son hikaye enteresanmış hakkaten annen şok olmuştur..
her kadın sahiplenilmeyi ister tabiki. ama bu kadını adam yerine koymadan, arasıra "tokatlayarak" :p olacak iş değil.. eşinin varlığı huzur ve güven vermeli insana, korku değil.

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..