1 Ekim 2015 Perşembe

Anne kız günleri: En güzeli

Kurban bayramından  önceki günlerden birinde günübirlik G.Antep'e gittik.G.Antep bizim gibi yeme içme severler için harika bir yer.Antep'te hemen herkes şişman ve bu da normal bence:)

Yeme içmenin dışında şehri de seviyoruz ve Antep gezimiz bir sonraki yazı konusu.G.Antep dönüşü kızımla evde başbaşa bir iki gün geçirdik.Bu yazı o iki günü anlatıyor.

İlk gün kulağının tıkanmasından muzdarip olan kızımızı doktora götürmeye karar verdik.Çok sevdiğimiz bir KBB uzmanı var, randevu aldık , evde kahvaltı yaptık,kitap okuduk, tv izledik,banyo yaptık, hazırlandık filan derken bir deli yağmur başladı size anlatamam.

Evde Murat'ı beklerken Duru'da sinirli, garip tavırlar yapmaya başladı.Bu tavrı aç ya da uykusuzsa görürsünüz benim kızımda.Nitekim koltukta uyuyakaldı:


Uyandırıp arabaya bindirdiğimde daha da sinirli olduğunu söylemeye gerek yok sanırım:) Bu arada yağmur öyle bir yağmış ve yağıyor ki her yer göl olmuş.Şimdi bu cümleyi okuyan Adana dışında yaşayan bir kişi o gölü gözünde canlandıramaz.İçinde arabaların "yüzdüğü" gerçek bir gölden bahsediyorum.Yollar dere, alt geçitler göl.

Bir de Adana'da yağmur beklenmeyen bir şey gibi karşılanır belediyeler tarafından.Sanki her sene göl olmuyor, arabalar yüzmüyor, trafik tıkanmıyor gibi hiç bir önlem filan alınmaz.Arabalar güvenle alt geçite girer ve karşılarına aniden çıkan gölle karşılaşırlar:) Arkadan gelen arabalar var, trafik akıyor ve siz göle düşüyorsunuz düşünün.Bu arada trafik akmaya devam ediyor.Böyle durumlarda hayır sahibi insanlar alt geçitin önünde bekleyip gelme gelme işareti yapıyor.Sonra o göle düşenler kurtarılıyor akşama doğru filan.

Ve her ama herrrrrrr yağmurda bu oluyor.Ana arterler göl olduğu için herkes kalan bir kaç yola yükleniyor ve sonuç tabi kaos.Belediye başkanları da bu arada bayram tebriği için yaşlılarla, çocuklarla boy boy foto çektirip billboardlara asıyorlar.Arabanla gölde yüzerken o fotoğrafları görmek motivasyonu arttırıyor tabi:P

Neyse nihayet doktorun yanına ulaşıyoruz ve doktor Duruşumun kulaklarının içinin pis olduğunu söylüyor.Ben küçükken bademcik ameliyatımı yapan doktorlar anneme kulağımın pis olduğunu söyleyip temizlettirdikleri için bunun kişisel temizlikle alakalı olmadığını biliyorum.

Ama Murat sanki mahcup oluyor:) "Ben her banyodan sonra kulak çöpüyle de temizlerim ama" diyor.Hehe ben bunun da yanlış olduğunu biliyorum.Mümkün olsa kaş göz yapacağım ama:) Her banyodan sonra falan değil ama ayda bir falan kulak çöpü saldırısı yapıyor, biliyorum.Doktor hemen "işte kulak çöpüyle yapmanın sonuçları olabilir, kiri içeri itiyorsunuz diyor" :)) Zavallı Murat beni temize çıkarmaya çalışırken suçlu oluverdi mi?:))

Kızımın kulakları temizleniyor, hiç bir enfeksiyonu olmadığı teyit ediliyor ve mutlu mesut çıkıyoruz doktordan.Okula başladığı için bu sene bir kaç kez yanına geleceğimizden emin olduğunu söylüyor.Bakalım.

Çıkışta yemek yemeye gidiyoruz.Arkadaşımızın mekanı, Duru da çok seviyor.Adana'da yemekle birlikte gelen salataların bir kısmı.Ücretsiz ve bittikçe isteyebilirsiniz;)





Yemek sonrası Duru kahve içiyor.Sade Türk kahvesi.Ağzıma süremem:)

 
Kahve biraz sıcakken ilk aldığı yudum sonrası:)

 
 
 
Eve gidiyoruz biraz tv izliyoruz sonra yatıp uyuyoruz.
 
Sabah yine başbaşa olacağız ve işte başbaşa anne kız kahvaltısının fotoğrafı.Ben seyahat öncesi ve sonrası günlük ünite alımımı 20 civarına düşürerek besleniyorum bir süre.O günde bol peynirli bir omlet yapmışım.Duru'ya yanına biraz da tavada eritilmiş tereyağına basılmış ekmek ve domates de veriyorum.En çok tereyağlı ekmeği seviyor, yumurtayı mırın kırın yiyor. 
 
 
 
Biraz evde oyalandıktan sonra bir alışveriş merkezine gidiyoruz.Bir şey almıyoruz ama dolaşıyoruz.Oyuncakçılara, kitapçılara takılıyoruz.Sonra da oturup yemek yiyoruz.Ben yoğurtlu tavuklu bir yemek Duru ise patates kızartması yiyor.Tavuk yemeğinin yanındaki patates ve domatesleri koymayın demişim ama adamlar anlamamış koymuş, yemiyorum.

 
Biraz da hava alalım diye bu AVM çıkışı istikamet en sevdiğimiz park.Duru burada bayağı bir oynuyor.Bir gün önceki deli yağmurun izlerini görebiliyoruz ama yine de bu keyfimizi kaçırabilecek bir şey değil.



Parkın içindeki ördeklere de uğruyoruz.Kızımın elini tutuşundaki zarafet dikkatlerden kaçmasın lütfen:)

 
 
O günde bitiyor biz bir sonraki gün sabah Ela ve D.enizle sinemaya gitmek için sözleşiyoruz.Sabah 11:00 matinesinde buluşuyoruz.Sinemaya gitmek konusunda tecrübeli bir ekibiz:)



Bu seferki filmimiz "minyonlar".Oldukça komikti, neşeliydi ama Duru'nun konsantrasyonu  sonlara doğru biraz dağıldı.Filmden çok bir şey anlamadı gibi geldi bana.Ama ben sevdim:))

Çıkışta bol bol fotoğraf çektik.



 
 
Sevgili şapşallar:
 
 

 
Sinema sonrası öpüşüp ayrıldık.Biz ertesi gün İstanbul'a gidecektik ama neden bugün gitmiyoruz ki dedik ve biletimizi akşam uçuşuyla değiştirdik.Valizi zaten hazırlamıştım koştura koştura son bir iki düzenlemeyi yaptım, gecenin bir yarısı yağmur altında İstanbul'a indik.Bir başka yazı konusu..
 
 
 

4 yorum:

EQ dedi ki...

Kulaklarin kulak cöpleriyle temizlenmeycegini cooook uzun yillar önce hemsirelik okulunda ögrenmistim, o gün bugündür yapmam...ama sürekli nöbetim oldugundan, gündüz uyurken cogu zaman kulaklarimi tikamam gerekir, o zimbirtilar da ayni etkiyi yaptiklari icin gecenlerde yine kulak doktoruna gitmek zorunda kaldim, kulaklarim tikanmaya baslayinca. Adam iki kulagimdan da neredeyse zeytin cekirdegi gibi bir sey cikarinca yerin dibine girecektim yine ama doktor bunun cok normal oldugunu (kulaklarimi tikadigim icin) ve en iyisi 3 ayda bir ugramam gerektigini söyledi. Olsun, yine de utandim valla:)

Ahh bir de hep bir kizim olsun istedigim icin nasil özeniyorum böyle anne-kizlari görünce... elden ayaktan düsmeden bari bir kiz torunum olaydi...o da görünürde hic yok gibi...ahh ahh...n'apalim kismet degilmis:)

Öykücü dedi ki...

Ayşe Abla,
Biz çıkanları görmedik aspiratörün içinde kaldı neyse ki:)

Ben de hep oğlum olsun isterdim. Kız çocukları hiç sevmezdim. İyi ki kızım olmuş diyorum şimdi:) hatta bir ikincisi olsa o da kız olsun isterim.

Bir kız torun ne de güzel olur. Umudu kesmeyin gelin bakının bence:)

Gozde dedi ki...

Biey söyleyeyim, kendimi bildim bileli kulak çöpü kullanırım, kullanmayınca tüm vücudum ıslakmış gibi olurum, kulaklarım tertemiz. ( not: eşim KBB doktoru) ☺️

Öykücü dedi ki...

Gözde:)

Kardeşime okulda hocaları keşke kulak çöpleri piyasadan kalksa demişler.Bunu duyduğumdan beri uzak duruyorum.Ama tıp dünyası her zaman böyledir.Birinin yapma dediğini diğeri yap der:) En iyisi herkesin kendine uyanı yapması:))

Sevgiler.

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..