4 Kasım 2015 Çarşamba

Havadan sudan:



 
*İşimde bazen haftalarca iş arkadaşlarım dışında insan görmüyorum.Bazen de son günlerde olduğu gibi günde on farklı insanla görüşüyorum.Her insan ayrı bir hikaye.
 
Hayatın insanı getirdiği noktada arkadaşları, komşuları dışında pek fazla insan görmez oluyor.Gördüğü insanlar da kendi seçtiği ve kendine benzer insanlar oluyor genelde.Seçim sonuçlarına şaşırmalar falan hep bundan:)
 
Oysa birbirine benzemeyen, yaşam standartları arasında uçurumlar olan insanlar ülkesiyiz biz.Ülkenin doğusunun batısından , kuzeyinin güneyinden, zengininin fakirinden, eğitimlisinin eğitimsizinden haberi yok. Herkes herkesi kendi gibi rahat, müreffeh, zengin sanıyor. Sokağa çıkıp vurulmadan eve dönmenin ne demek olduğunu bilmiyor.Fizik kimya nedir bilmeyen, hayatında okula sadece üç yıl gidebilmiş gencecik insanların olduğunu görmezden geliyor.Beş kişilik bir ailenin aylık gelirinin sıfır lira olabileceğini düşünemiyor bile.
 
Biz Erzurum'a asla otobüsle gitmedik mesela. Çünkü yollarda otobüs durdurulur insanlar indirilir özellikle öğretmen ve doktorlar öldürülürdü.{O şimdilerin cici PK.K'sı, I.ŞID'a karşı savaşan(!) kahraman(!) örgüt budur işte.}
 
Bir amca ile konuştuk dün.Ona sorduğum sorulardan biri eğitim durumuydu."Okumadık kızım biz. Bize okul haram demişlerdi.Biliyorsun Doğu'da ağalık sistemi var, işçilerin çocukları okumasın , cahil kalsın istedikleri için okutmuyorlardı" dedi.O kadar etkilendim ki bu gerçeğin farkında olmasından.Daha da etkileyici olan zamanında haram diye okula dahi gönderilmeyen amcanın kızının {hem de kızının} doktor olmuş olması tabi.Yaşasın değil mi hala umut var :)
 
*Elvin Levinler instagramda takip ettiğim ünlü bir oyuncu.Oyuncuymuş aslında çünkü herhangi bir dizisini/filmini izlemedim.Eski bir ekran bağımlısı olarak  yaklaşık üç yıldır tvden çok uzağım.Ama bu kızın rengarenk fotoğrafları , bitmeyen enerjisi , neşesi, spor tutkusu çok hoşuma gidiyordu.Ünlü olduğu için değil hayatını sevdiğim, fotoğraflarını beğendiğim için takip ediyordum.
 
Sonra şu yazıyı okudum ve şok oldum.Katılıp sonunda sayfa sayfa fotoğraf yayınladığı koşuda meğer sahtekarlık yapmış.Parkurun bir bölümünü arabayla gitmiş ve sonra finiş çizgisinden geçmiş ve parkuru tamamladım diyerek madalya almış.Üstelik bu durum anlaşılıp , instagramda yorumlar gelmeye başlayınca yorumları silip insanları engelllemeye başlamış.Ama tabi sonra Hürriyet gazetesi yazarı Yonca Tokbaş konuyla ilgili linkini verdiğim yazıyı yayınlayınca durum net bir şekilde herkes tarafından duyulmuş.
 
Kızımız ulusal bir gazetede yazılan bu haberden sonra, bu haberi de silemeyeceği, yazanı engelleyemeyeceği için hemen instagram hesabında Kapadokyadaki balonlar fotoğrafının altında açıklama yaptı. 
 
 Başka insanların hayatı ile ilgili ahkam kesmeyi sevmiyorum aslında.Çünkü belki ben de aynı durumda olsam aynı şeyi yapacaktım.Bazen hiç yapmam dediğiniz şeyleri yapıveriyorsunuz çünkü.Şartlar, çevrenizdeki insanlar, basiretinizin bağlanması vs neler oluyor.
 
Ama bu durum bana şunu düşündürttü.Bu ülkede ünlü ünsüz, zengin fakir, eğitimli, eğitimsiz ayırımı yapamadan bir "çalışmadan başarma" gayreti var.Hepimizin {ben dahil} hedefi en az emekle en büyük başarıyı elde etmek.Az çalışılıp çok para kazandıran işler peşindeyiz.Ve emek vermeden kazandığımız başarı için gururlanmaktan da utanmıyoruz!
 
Bir kaç gün önce  tanıştığım bir hanım, öğretmendi.Devlet okulundayım ama özel okula geçmeyi düşünüyorum dedi.A dediler bu sene bizim okul öğretmen alıyor.Yok dedi hemen geçemem.Neden diye sorulduğunda ortamda öğretmen olmayan tek kişi olan bana doğru baktı rahatsız bir şekilde ve "devlet okulunda çok rahatım, özel okulda yorulurum" dedi. O kadar üzüldüm ki.
 
Şimdi bu kadına sorsak memleketteki hırsızdan, uğursuzdan herkes kadar şikayet edecek.Kınayacak, ayıplayacak ama kendi yaptığı hiç de farklı değil bence.Kendisine emanet edilen o gencecik zihinler için  "yorulmuyor" olmayı utanmadan söyleyebiliyor!
 
Kendi yağında kavrulan bir ülke olamıyorsak bize dayatılan bu öğretiler yüzünden. Çocuklarımıza başarıyı çalışarak hak etmeleri gerektiğini, sınavda başarmak için öğrenmek gerektiğini, hak yememek gerektiğini öğretmeliyiz. Hile yaparak elde edilen başarıyı küçümsemeliyiz ya da çalıp çırparak kazanılmış parayı kınamalıyız.
 
Bir şeyler değişsin istiyorsak önce bir kendimizi değiştirmeliyiz.Bize dayatılan bu tüketim sistemine karşı koymalıyız.
 
Şimdi insanda değer verilen şey cep telefonunun, arabanın ya da çantanın markası.İnterneti kullanamadığı için kapatıp akıllı telefon kullanan bir tanıdığım var.Sadece kadın gününde elinde o telefon olsun diye ıphone aldı kadın ya.
 
Balmain markasının H&M ile işbirliği sonucu ürün tanıtımı için bloggerlar ve bazı ünlülere davet verilmiş.Kapılar açıldığında içeri böyle giriyorlar. Böyle birbirini eze eze , insana yakışmayan bir biçimde girmeye hangi ayakkabı, hangi çanta, hangi gömlek değer? Yakışıyor mu? Almasan ne olur?  
Ben değişmeye kararlıyım.Kendi değer yargılarımla ilgili artık sessiz kalmayacağım.
 
Kaliteye önem ver ama gösteriş yapmak ayıptır, pahalı bir eşya ile hava atmak görgüsüzlüktür.İhtiyacın olmayanı sırf marka diye almamalısın.Alabileceğin en kaliteliyi al elbette.İpek bir bluz, el dokuma bir halı, ince porselen elbette kıymetli ama bunu sağlığın için, kendin için al.Başkalarına göstermek için değil.
 
Ve son olarak genç bir kız olacak evladıma giyimle ilgili söylemek istediğim  her şey işte burada.
 
Daha çok yazmak istiyorum aslında ama okuyana da yazık:) Başka bir gün başka bir yazıda inşallah.
 
 
 
 
 
 
 
 


6 yorum:

deniz dedi ki...

Herşeyi ne kadar doğru izah etmişsin. Gerçekten doğru ve dürüstlüğün bir erdem olduğunu unuttuk. Bu düzen böyle gitmez inş. Sen yaz biz okuruz....

kadriye dedi ki...

Devlet okulundaki öğretmen örneğine hem üzüldüm hem de kendimi düşündüm. Ben de devlette çalışıyorum ve zaman zaman çok rahat olduğumu düşünüyorum. Var olan işleri layıkıyla yaptığımı düşünüyorum ama çok ta boş vakit kalıyor. Herkes bunun vicdan muhasebesini yapmalı bence.

Adsız dedi ki...

Yüreğinize ve kaleminize sağlık. O kadar güzel bir dille her şeyi çok güzel anlatmışsınız. Dönüp dönüp okunacak bir yazı.

Nurten

EQ dedi ki...

Bazi blog yazilari nekadar ilginc, nekadar güzel ve anlamli oluyor ve su gibi akip gidiyor okurken, uzun olmasina ragmen büyük bir ilgiyle ve keyifle okunuyor... iste bu yazi da onlardan biri olmus sevgili Öykücü. Yukarda Nurten'in de belirttigi gibi, dönüp dönüp okunulasi bir yazi. Ellerine, o güzel düsüncelerine saglik.


Videoyu dehsetle izledim ve izlerken ben utandim inan:) Vay be... TR'nin en ünlü modacilarindan biri olarak gecinen, kasim kasim kasilan, burnundan kil aldirmayan insanlar bile ne haldeler.
Isteyen istedigini yapsin tabii ki, bana zararlari yok...ama ben oldum olasi bu tarz ucuzluklari falan sevmem. Orada o kalabaligin arasina karisip, deli gibi birseyleri kapmaya calisma durumlarini hic tercih etmem, özellikle uzak dururum.
Orada olmazsa baska yerlerde uygun seyler bulmak mümkündür herzaman, ona sahip olmasam ölmem o an:) O yüzden bloglarda yapilan o cekilislere de hic katilmam, katilana da mani olmam:) Öyle bir huy iste bendeki de...

Kiz cocuklarinin kiyafetleriyle ilgili yaziyi ben de cok sevmis ve yorum birakmistim hatta.

O bahsettigin Elvin Levinler'i ben de hic tanimazdim, ilk defa hakkinda birsey
okumus oldum. Gercekten üzücü ve hic hos degil böyle seyler. Keske yapmasaydi... kendi de pisman olmustur mutlaka, ki olmus, özür dilemis. Insallah dersini almistir bu olaydan.

Öykücü dedi ki...

Deniz,

Teşekkür ederim.İnşallah bir şeyler değişir de kızlarımız hiç değilse daha düzgün bir yaşam sürerler.En azından onları bu sisteme kaptırmadan yetiştirebilsek bari:)

Kadriye Hanım,

Evet çok yorulmadan da mükemmel olabilir her şey.Ama eminim siz bu konuda kimsenin gözlerine sıkılarak bakmadan konuşabiliyorsunuzdur.Sizin yorumunuz da umut oldu.

Nurten,

Ah her zamanki nezaketin.Bana artık sen de lütfen.Yorumlarını gördüğümde çok yakın bir arkadaşım yazmış gibi hissederken siz diye hitap etmek olmuyor:) Teşekkürler.

Ayşe Abla,

Teşekkür ederim.Video gazetelere hatta ekşi sözlüğe de konu oldu.Ceketler falan 1500 tl civarıymış.Düşünsene ucuz bir parça da değil.Denemeden kapıp alıyorsun:)))

Bir başka video daha yayınlandı sonra içeri bir koşuşları var , mankenlere saldırıp üzerlerini dahi çıkarmışlar:))) Ve gerçekten Türkiye'ye rezil oldular:)))

Sevgiler.

Bezen Hindistan dedi ki...

O H&M Balmain olayini gordugumde kesin reklam, pr calismasi falandir diye dusunmustum. Cok etkili oldu cunku, herkes onu konusuyor. Ama reklam degildi oyle mi? Isteseler magazayi alabilecek maddi durumu olan insanlar bunlar bir de. Pes!

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..