4 Ağustos 2014 Pazartesi

Alaçatı


Alaçatı'ya bu bizim üçüncü gidişimiz.Pek bir numarası olmayan sokaklar, kalabalık gibi sebeplerden çok çok da bayılmıyoruz bu sebeple sadece bir gecemizi Alaçatı'ya ayırmaya karar verdik.O gece de hedefimizi "ünlü görmek" olarak belirledik.En az iki diyordu kocam:)


Duru kokuya çok hasaas bir kız.Biliyorsunuz. Burada da kokoreç kokusundan rahatsız olup burnunu tıkamış.Bunu anladığımda gülmekten ölecektim:)


Daracık sokaklara tezgahlar açılmış.Hediyelik eşyalar,biblolar, lavantalar, mısırlar, takılar satılıyor.






Biz de kendimize anne kız aynı bilezikten aldık.Duru bir balık olduğu için onun bileziği balıklı:) Alttaki dondurmalı fotoğrafında bileziği görülüyor.

Ve işte Alaçatı'ya gelme sebebimiz.Mavi dondurma ! {Benimkinde pembe de var }








Şimdi gelelim ünlü görme hikayemize :) Alaçatı'da dolaşırken hemen hemen herkes ünlü arayışında.O kadar çok insanın yüzüne ünlü mü acaba diye baktım ki anlatamam.Bir de biz kocamla bir iki senedir eskisi kadar dizi seyretmediğimiz için yeni ünlülere biraz uzağız.Görüp de kaçırdığımız ünlü olmuş da olabilir.

Neyse bakına bakına gezerken daracık yolun iki yanına sıkış pıkış sıralanmış masalarda oturan bir ünlü farkettim."İzzet Altınmeşe" diye bağırdım ve kocama gösterdim.Masadaki herkes bana baktı , kocam da yerlere yatıyordu.Çünkü adamcağız "Burhan Çaçan'mış" :)))) Herkeslerden özür dileyerek kaçtık! Koskoca Burhan Çaçan'dan burada da özür diliyorum.Tamamen benim heyecanlanmış olmam ve elbette salaklığım :))

İkinci gördüğümüz ünlü de Pınar Dilşeker'di.Yan masamıza oturup dondurma yedi.Kocam "herkes bu sene Bodrum'a gitmiş" diyip durdu:) Eda Taşpınar'ı bile göremedik sayın okur:))



2 yorum:

deniz dedi ki...

Ay çok güldüm çok şekersiniz...

Öykücü dedi ki...

Sevgili Deniz:)

Çok kibarsın:) tam saflık yaptığım halde şeker dediğiniz için:)))

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..