8 Temmuz 2015 Çarşamba

İstanbul {Çok eski bir gezinin yeni yazısı}

Çok eski bir tarihte gittiğimiz İstanbul gezisinin fotoğraflarını taslak olarak bulunca yazıyı hala yazmadığımı hatırladım.Çok güzeldi ve unutulmaması gereken anılardı.Bu yüzden aradan geçen tüm o süreye rağmen fotoğraflarla kısacık da olsa bir şeyler yazmak istedim.

Bol bol yiyip içtiğimiz bir tatildi.Zaten artık biz Murat'la bir yere gitmeden önce ilk olarak "ne yeriz"e bakar olduk.Ben gün gün sabah şurda öğlen şurda yeriz diye listeler yapıyorum.Gezilecek yerlerin yakınında meşhur yerler arıyorum ya da meşhur yenecek yerlerin yakınında geziyoruz:P

İstanbul'a gittiğimizde mutlaka uğradığımız bir yer "Shake Shack" ve Godiva oluyor.Hamburgerlerine ayrı, patateslerine ayrı bayılıyoruz.Duru ile Murat da Godiva'da fondü yemeden yapamıyor:)


Ben çok ince araştırmalar yapmıştım.Bir Can Oba'ya rezervasyon probleminden dolayı gidemedik mesela.Ama Yeni Lokanta'ya gittik.Ama maalesef yiyemeden kalktık.O gün Me.sut Abilerle birlikteydik ve menüyü, ortamı beğenmedikleri için sipariş vermeden kalktık.Murat'la tek gittiğimizde mutlaka uğrayacağım dediğim bir yer olarak aklıma yazdım:)

Bir gün kahvaltı için Emirgan Sütiş'e gittik.Ama Adana'daki Sütişle birebir aynı olmaları sebebiyle her zamanki kahvaltı adresimiz olan Sade Cafe'den vazgeçmemeye karar verdik.



Duru ve bebekleri.Bir anne hassasiyetiyle bebeklerini her yere taşıyor, besliyor, seviyor, parklarda sallıyor  ve hatta ....



                     ..... altını değiştiriyor :)


Deniz kenarında yürüyüş de vazgeçilmez.Bebek sahilinde yürürken etraftaki evlere hayran hayran baktım.Denize bakan evde havuzdan çıkıp kurulanan insanlar gördüm mesela.Hergün evinin balkonundan bu nefes kesen manzaraya karşı kahvaltı yapabilmek de harika olmalı.{Ama bu imkanlar bile o kalabalığa, o keşmekeşe değmez, en iyisi ara sıra gidip gelmek:P }



İstanbul'da en çok kahvaltı yapmayı seviyoruz.Namlı Gurme ve Sade Cafe favorimiz.Namlı Gurme:


Keşke görüntü gibi sesleri de kaydedebilsek fotoğraflarda.Arka masamızda oturan bir kızcağız o kadar komikti ki sizin de görmenizi isterdim.Çok nevi şahsına münhasır biriydi ve gerçek bir karakterden çok dizi kahramanı gibiydi.




Sade Kahve:



Sade Kahve'de özellikle çiğ börek mutlaka yenmeli.Burada Duru'yu elinde bir parça çiğ börekle bana bir şeyler söylemeye çalışırken fotoğraflamışım:)



Mesut Abilerle ayrı takıldık ilk gün.24 Nisan'da ise buluşup Vialand'a gittik.O gün normalde tatil olmadığı için çok sakindi.Hemen her oyuncağa sıra beklemeden bindik:)

 
Vialand'da Duru'yu babasına satıp tüm çılgın oyuncaklara bindim.Yeni bir yere yaklaştığımızda Duru önüme geçiyor, bacaklarıma sarılıyor ve "ben binemezsem sen de binme" diyordu:))



 
Defne ile Duru girişte kiralanan bebek arabasıyla ilgili kavga ede ede gezdiler.Oyuncaklara binince barışıyor inince kavgaya kaldıkları yerden devam ediyorlardı:)
 
Sonuçta dönüp baktığımda beni çok mutlu eden bir dört gün hatırlıyorum.Ve en kısa zamanda sağlıkla, mutlulukla tekrar gidebilmeyi diliyorum.



2 yorum:

deeptone dedi ki...

shake shack bilmiyom yaaaa bi bakıyim. ayy bak bi de istanbul köftecileri var yaaa o kadar çok ve güzel ki. istanbul aylarca gez bitmez ve öğrenemezsin yaaa. fotolardan belli ne güzel şeyler yemişsiniz :)

firdevs dedi ki...

Hahahaa valla bizde esimle tatilde en cok nasil yerize odaklaniyoruz :))))))))

Yarin Istanbul'a gidiyoruz. Bu yazin nasil iyi denk geldi yahu ;)

Duru'nun yaslarinda bende aynen oyle bebeklerime cok iyi bakardim :D simdi de kendi bebeklerime bakiyorum :p Hayatim bebekler uzerine kurulmus :p

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..