14 Ağustos 2015 Cuma

Cuma!


Tatilimizin Paris ayağını anlatmayı bitirdim şimdi sırada Eskişehir ve Konya var.Özellikle Eskişehir büyüleyiciydi hatta beni Paris'ten daha çok etkiledi, yerleşme planları yaptırdı falan.Ama bugün Cuma olduğu için gezi yazılarıma ara veriyor ve bu haftanın genel özetini, havadan sudan anlatacaklarımı ve en sevdiğim linkleri içeren yazımı yayınlıyorum.

Tatil sonrası ilk hafta aynı zamanda sevgili Murat'ın doğumgünü haftasıydı.{12 Ağustos}.Kısa bir süre önce ona günlük giyebileceği rahat bir ayakkabı almıştım, "ben o ayakkabıyı hediyem olarak kabul ediyorum" diyerek bana yeni bir hediye almama hususunda mesaj vermişti.Ben de kabul eder görünmüştüm.Çünkü ben hediye almaktan  çok sürpriz yapmayı seviyorum.

Bir gün önce öğlen çok sevdiğim bir iş arkadaşımla birlikte Murat'ın hediyesini almaya gittik.Hediyeyi aldıktan sonra çok yakındaki en sevdiğim{hatta sevdiğimiz}hamburgerciye girdik.İş arkadaşlarımda benim kadar çok seviyorlar burayı ve ne zaman kim gidelim dese "yine mi aynı yer"demeden mutlulukla gidiyoruz.Size bögh gelmiş olabilir tabi:)





Murat ona bir hediye aldığımı kredi kartı ekstresine tesadüfen bakması sonucu eve gitmeden öğrenmiş olsa da ne olduğunu öğrenemedi , hediye cidden sürpriz oldu ve daha da önemlisi hediyesini beğendi.Bir aslan burcuna hediye almak ne zordur bilemezsiniz:) Annem de aslan burcu olduğundan ben çocukluktan antremanlıyım neyse ki!

Aynı akşam çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla beraber yemeğe çıktık.Burada yemek sonrası Murat'a bir de pasta sürprizi oldu.Pek utandı ama pastanın lezzeti utancını bastırdı neyse ki:)





Ertesi gün yine çok sevdiğimiz başka arkadaşlarımızın da eklendiği bir grupla birlikte pasta yemek için buluştuk.Ama burada Murat pastanın mumlu olarak masaya gelmesinden çok utandığını ve tekrar istemediğini söyledi. Doğumgünü çocuğunu kırmadılar ve herkes kendine istediği bir tatlıyı sipariş etti , mum üflemeden olayı kapattık:)



Duru her iki gecede de sevdiği arkadaşlarıyla delicesine eğlendiği için çok mutluydu.Onun doğumgünü olsa ancak bu kadar eğlenirdi.Her iki geceyi de leş gibi ve hatta kuma bulanmış olarak bitirdi ve evde banyo sonrası yatırır yatırmaz uyudu.

Gelelim bu hafta için sizin de görmenizi istediğim sayfalara:

Daha eski yazılarımda verdiğim linkleri hatırlamıyorum ve gidip bakmaya da üşeniyorum.Ama  uğruna seyahat edilecek 30 yemek cidden tekrar tekrar önerilebilecek bir derleme.Size 5. sayfada bizim de bizzat gidip denediğimiz "zavallı kurufasulyeci" den verdim linki ama önerilerin her biri denenmeli.

Derleme toplama , organizasyon bizim işimiz.Bu konuda her türlü öneriye açığım.

Tembellere 29 mükemmel ürün önerisi.

Duru'nun gelin olma hevesinin etkisiyle sanırım  gelinlikler benim de ilgimi çekmeye başladı.Hiç düğün, gelinlik hevesi olmayan biri olduğum için kendi gelinliğimi almaya gidene kadar modelini, ne istediğimi hiç düşünmemiş, gittiğimiz moda evinde beğendiğim bir modeli öylesine seçivermiştim. Bu yaştan sonra gelinlikleri incelemeyi seviyor olmam ilginç bir durum.Hatta bu size verdiğim sayfadaki gelinlikleri keşke daha önce görmüş olsaydım mesela uçları pembe bir gelinlik şahane olurdu diye de düşündüm açıkçası.

Bu yazı uzun  ama okunmaya değer diye düşünüyorum.İnsanın her zaman aynı perspektiften bakmaması, farklı fikirlere açık olması, bir hatası varsa itiraf edebilmesi, olaylara objektif bakabilmesi benim için değerlidir.Fikirlerden çok esnek olabilmeye değer veriyorum.

Matematiğimin ne kötü olduğundan hep bahsederim.Yaşadığım şehirde Anadolu Lisesini kazanmış ve neredeyse dahi derecesinde zeki tiplerle 7 sene okumuştum.Ben sosyal derslerde başarılı bir insan olmama rağmen eczacı olmak istediğim için sayısal bölüm seçmiştim.Hayatım o matematik derslerinde "öğretmen beni görmese", "yer yarılsa da içine girsem" stresi ve beklentisiyle geçti:) Bu yüzden bu fotoğraflara kahkahalarla güldüm.

Bunlara da çok güldüm.

Güzellik önerileri ve pratik bilgiler hiç uygulayamasam da hep dikkatimi çekmiştir.

Şişmanlamak, beslenme yazıları da ilgi alanımda.Bu yazıyı da çok ilginç ve anlamlı buldum.Bir göz atın bence.Ben hem üç hem dördüm.Ühü.

İşte böyle.Herkese mutlu, sağlıklı, huzurlu bir haftasonu diliyorum! Bir de ara sıra bana yorum yazarsanız orada olduğunuzu görmek için istatiklere bakmama gerek kalmaz. Yani koskoca üç Paris yazısı yazdım da tek bir yorumcuk gelmedi.Rezalet! :)



4 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben her gün burdayım.Siz tatildeyken yeni yazı var mı diye günde birkaç kez baktığım oldu. Her zaman ki gibi çok güzel yazıyorsunuz. Okurken dinleniyorum. Eşinize sizinle ve sevdikleriyle sağlıklı, huzurlu ve mutlu nice seneler dilerim.

sessiz balik dedi ki...

Nefesim kesildi ondan yorum yazmamış olabilirim:), Hayalim benim Paris...

cadsiz dedi ki...

ben de hasretle yorum bekledigim icin bu yaziya kayitsiz kalamadim. Paris yazilari cok guzeldi, gitmeyi dusunenler icin kesin oneririm. Aslinda uzun zaman once blogunuzu takip ediyordum sonra bir sekilde kaybettim. gecen hafta tekrar bulunca da cok sevindim.. guzel yazilari bekliyoruz..

Öykücü dedi ki...

Adsız (sanıyorum Nurten Hn),

Teşekkürler:)) Siz de olmasanız zaten buraların hiç tadı tuzu yok.

Özlem,

Çok güzeldi Özlem.İnşallah siz de gidersiniz ve sen de o gizemli, benim bayılıp bittiğim üslubunla yazarsın ben bir kez de seninle gezmiş olurum:)

Cadsız:)

Teşekkürler! Yorumlar olmasa da olur diyorum kendime çünkü bazen ben de bir yazıyı çok beğensem bile ne yazayım bilemiyorum.Ama işte bir yer yazmayı sağlayan da okuyanlarla sağlanan o iletişim sanırım.

Sevgiler:)

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..