bizbugünlerde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bizbugünlerde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2015 Pazartesi

Pazar: Yavuz.starharası; atlar, köpekler vs

Pazargünü arkadaşlarımızla kahvaltıya gitme planımız vardı aslında.Sonra arkadaşlarımızın bir işi çıktı ama biz Duru'ya ata binme planından bahsetmiştik.O kadar heyecanlanmıştı ki onun hayallerini kırmak istemedik ve hazırlanıp gittik.

Adana'da kahv.altı.da ata binebileceğiniz bir yer daha var ama biz burayı tercih ettik:


Biz ve yüzlerce kişi diyebiliriz aslında.Öyle kalabalıktı ki önce yer bulamayacağımızdan endişelendik, sonra arabayı kilometrelerce! öteye parkettik ve sonuçta güneşin altında yanan bir masa bulmayı başardık:


Etraf delice kalabalığa rağmen o kadar otantikti ki:





Masalar da çok şirin ve çok temizdi:



Çok tatlı insanlar vardı.Genelde tüm aileler çocukluydu.Duru bir köpek gördü ve çok sevdi.Yanına gidip gitmemek konusunda çok tereddüt yaşadı ama sonuçta köpeği sevmeyi başardı.Kızımın yüz ifadesi oldukça komik olsa da "Fişo" isimli bu köpeğin hastası olduk:



Başka şirinlikler de vardı elbette.Şu saçlara, tipe bakar mısınız?


İki şirinin birlikte bir fotoğrafı olsun istedim.Ancak bu kadar oldu:




Çok ciddi bir kalabalık vardı ve garsonlar yetişebilmek için koşturup duruyordu.Kahvaltıyı masaya getirebilmek için Murat'ın tüm becerisini kullanması gerekti.Murat her konuda süper beceriklidir ama iyi ilişkiler kurmak, adam bağlamak gibi konularda üstüne yoktur.Teyzemin kızının düğününde bir garsonu bağlamıştı teyzem düğün sahibi olmasına rağmen bizim masaya gelip giden içeceğe, yemeğe bakakalmıştı.Allah Allah diyip duruyordu:P Burada da kahramanım yine iş halletmiş geliyor:





Kahvaltıyı beklerken masaların yanındaki parka uğradık:

 
 


Ve işte kahvaltı.Zeytinler, peynir tabağı, yağda yumurta, sucuk, çeşitli gözlemeler, sıkmalar ve çay vardı.Sonra bal- kaymak ve tahin helvasının unutulduğu anlaşıldı.Bunu da hesaptan düştüler:)





Duru kahvaltıya bayıldı.Çünkü o bir zeytin canavarıdır:



Murat gözlemeci teyzelerle öyle samimi olmuş ki ıspanaklı, kaşarlı gözlemeler, sıkmalar yetmezmiş gibi bize açık ekmek servisi de yaptılar.Kahramanımın gözlüklerinden beni görebildiniz mi?


Göremeyenler için ben:


Kahvaltıdan sonra jeton alıp at binmek için sıraya girdik.Üç boy at var.İlk başta fotosu olan midilliler, orta boy pony ve büyükler için kocaman bir at.Duruya midilli bileti aldık ama ponyye bindi.Çünkü sıra sistemi bir garip.




Kızım ilk başta çok korktu ama yine de beklediğimden cesurdu.Hiç itiraz etmedi, inmeye çalışmadı.Sadece yüzündeki ifadeden korktuğu anlaşılıyordu:






Kahvaltıdan sonra Duru arabada uyuyakaldı.Murat da bir kaç işini halleti.Sonra tesadüfen arkadaşlarımızla karşılaştık , beraber mangal yaptık.Spontane bir piknik oldu.Adana'da mangal yapmak beş dakikalık bir iştir.Hemen yakılır, pişirilir ve yenir.Her yer kebap kokar bu yüzden:)

Piknikten sonra biraz göl kıyısında dolaştık.O kadar güzel yerler var ki bakarken bile insanın nefesi kesiliyor.Fotoğraf yeteri kadar yansıtamasa da:




Arkadaşlarımızdan ayrıldıktan sonra arabamızı pakedip tam 5.5 km yürüdük.Yolda bir dondurmacıya uğramak dışında hiç durmadık.



Murat Tiriliçe(Tirileçe?) tatlısı yedi:



Sabahın köründe evden çıkıp akşamın bir yarısı eve gelmeden önce bir de markete uğrayıp haftalık alışverişimizi yaptık.Eve girer girmez Duru'yu banyoya soktum.Tonla hayvanla karşılaşmış, bir sürü yeri ellemiş kızımızı bir güzel yıkadıktan sonra nihayet oturabildik.Şu an çok mutluyum ve "Gönül İşleri" dizisini izliyorum.

Çok yoğun bir haftasonuydu.Yoruldum ama gerçekten yaşadığımı hissettiğim günler tam da böyle günler oluyor.Şükürler olsun!

4 Kasım 2014 Salı

Bugünlerde ...



Haftasonu ilkyardım kursum vardı.Eczacı Odasının düzenlediği bu kursa haftalar öncesinden kaydolmuştum ve vazgeçmemek için de kurs ücretini hemen yatırmıştım:)

Duru 16 aylıkken işe başlamıştım ve hala emziriyordum.İşe başladıktan üç ay kadar sonra birgün işyerinde gö.ğsümden süt aktı.İnanamadım.O kadar çok aktı ki bluzum ıslandı.O an aklıma annemin dayımın eşinin çocukları ağladığında göğsünden süt geldiğini anlattığı anektod geldi.

Hemen evi aradım telefona kimse bakmayınca iyice endişelendim.Aradım aradım aradım açan yok.Kalbim nasıl sıkışıyor anlatamam ama kendimi sakinleştirdim ve beklemeye başladım.Sonuçta on dakika sonra bakıcımız beni geri aradı.Meğer Duru'nun elini balkonda arı sokmuş!!! Ve kızım deli gibi ağlıyormuş.Bakıcımız da iğneyi çıkarıp kızımı sakinleştirmeye çalışıyormuş.Hemen Murat'ı arayıp hastaneye göndermiştim Duru'yu ve alerji iğnesi yapılana kadar da bir saniye rahat hissetmemiştim.

Bu olay kazaların ne kadar yakınımızda olduğunu düşündürtmüştü bana.Bir önlem almalıyım demiş ve ilkyardım kursu almayı aklıma koymuştum.

Sadece kendi kızım için değil.Çünkü özelikle kızım doğduktan sonra insan yaşamı benim için eskisinden bin kat daha değerli.Sokakta gördüğüm herkesin bir annenin evladı olduğunu, ona bir zarar gelse annesinin kalbinin nasıl paramparça olacağını düşününce her insana karşı sempati hisseder oldum.{"Neredeyse" her insana karşı }

Çocukların tehlikede olduğunu düşünürsem hemen müdahale ediyorum.Düşen çocukları yakalamaya çalışmak, tek başına bir çocuk gördüğümde bir yetişkin yanına gelene kadar gözlerimle takip etmek gibi.Hatta sosyal medyada tehlikede olduğunu düşündüğüm çocuklara bile müdahale ediyorum ve onlar da beni engelliyorlar:) Tam bir yaşlı teyze oldum anlayacağınız:P

Neyse, sonuçta kurs çok zevkliydi.Bir sürü şey öğrendim asla uygulamak istemem ama uygulamam gerekirse de kalp masajı, turnike, Heimlich manevrası yapabileceğimi bilmek beni rahatlatıyor.Cumartesi ve pazar 8'er saatten 16 saat sonunda da sertifika alabilmemiz için bir sınav yapıldı.Sözlü ve yazılı sonuçta artık sertifikalı bir ilkyardımcıyım {heyoo!}

Ama tabi çok yoruldum ve haftabaşı olmasına rağmen kendimi hiç dinlenmiş hissedemiyorum.Kızımla birbirimizi de çok özledik.Baba kız birlikte çok eğlenmiş olsalar da yokluğum hissedilmiş:P

Bir süredir kızımla birlikte sinemaya gitmeyi planlıyordum.Artık daha uzun sürelerde oturuyor, dikkatini toparlıyor falan.Kendisine bundan bahsettiğimde Arı Maya filmi gelecek anne dedi.Baktım çocuk haklı .Harika bir seçim gibi geldi.

Bugün işten izin alıp erken geldim ve kızımla sinemaya gittik.Bugüne ayarlamamın bir sebebi de bakıcımızın oğlunun çarşamba günü akşam askere gidiyor olması.Ana oğul birlikte daha uzun zaman geçirsinler istiyorum.Ay bu çocukların büyümesi de ayrı bir dert anne yüreğine :(

Film çok güzeldi.3 boyutlu olması ve gözlük takmak gibi bir dezavantajı olsa da Duru çok eğlendi.Duru heyecanlanmak ve korkmak hislerini karıştırıyor.Filmin heyecanlı yerlerinde korktuğunu söyleyerek kucağıma geldi:) Okula gitmekten de korktuğunu söylüyor oysa hissettiği şey heyecan.Neyse bu da başka bir yazı konusu.

Yoğun bir hafta beni bekliyor.Perşembe günü evde büyük temizlik var, halılar serilecek, o gün iş yerinde de çok yoğun bir program var.Ve sonra cuma günü spora gideceğim ve aynı gün diş hekimi randevum var ve akşama da istanbul'a uçuyoruz.Haftasonu için İstanbul'a gideceğiz, eşimin babası bir araba aldı onu teslim almaya gidiyoruz.O arabaya binip geri geleceğiz yol üstünde Ankaraya da uğrayacağız.İnşallah.

İstanbul'a sadece bir gün ayırabileceğiz.Cuma akşamı İstiklal caddesinde gezer, cumartesi Kale'de kahvaltı yapar ve yola çıkarız.Cumartesi akşamı Ankara'da annemlerde kalır sabah birlikte kahvaltı yapar yola çıkarız.

Bugün iş arkadaşımla çok radikal bir karar aldık ve diyetisyene gitmeye karar verdik.Benim vermek istediğim bir altı kilo var ve o da onbeş kilo vermek istiyor.Ben biliyorsunuz yıllar içinde 65 kilodan 56 kiloya düştüm.Ve yıllardır da o 56dan aşağı düşemiyorum.Haftada iki gün spora gidiyorum ve oldukça sıkılaştım ama kendimi rahatsız hissediyorum.Diyetisyen hem motivasyon hem sağlık açısından iyi olur gibi geldi.İki kişi olmamız da bana güç veriyor.Sonuçları burada paylaşırım.Ben de bir öncesi sonrası fotoğrafı yapmak istiyorum:))

Hoşçakalın!





23 Ekim 2014 Perşembe

Mutluluk





Yüzümdeki koskocaman gülümsemenin sebebi :


Murat ve ben araya giren, lafa karışan olmadan uzun uzun konuştuk,işlerimizden bahsettik.Gidip en olmayacak yerde söyler diye korkmadan dedikodu yaptık.Yürüyüş yaparken uyuyakalan Duru'yu uyandırmadan bir cafeye girip oturmak gerçekten iyi hissettirdi.Üzgünüm kızım:)

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..