26 Ocak 2015 Pazartesi

Haftasonu

Cuma akşamı yemek yemek için en sevdiğimiz kebapçılardan olan "Gönül Kebap'a" gittik.Adana'da menüsünde sıradanın dışına çıkabilen nadir yerlerdendir.Mesela bir humus gelir, yeme de yanında yat.

Yoğurtlu havuç salatası, acılı ezme, çiğ köfte, patlıcan kebabı ve çiğ köfte diğer kebapçılardan farklı olarak gelenler.Bunun dışında diğer kebapçılarda da gelen yeşillikler, turp, pişmiş soğan, sumaklı soğan salatası, ezme salatası, mevsim salatası da var elbette.

Asıl siparişinizden önce fındık lahmacun ve küçük peynirli pideler gelir.Biz genelde buranın spesiyali olan Gönül Kebap yeriz.Tüm bunları bitirebilmeyi başarıp tatlı yiyecek yeriniz de varsa Gönül'ün sahibi Ali Bey'in annesinin yaptığı bir domates tatlısı var  ki , parmaklarınızı yersiniz!

Ali Bey hep işinin başındadır  ve garsonlarla beraber çalışır.Çok ilginç bir insandır.Bir arkadaşımız iş yerinden bir arkadaşıyla gitmiş, yemeği bitince bir çay istemiş, bu arada yemeği bitmeyen arkadaşı da "bana da bir çay getirir misiniz" demiş.Ali Bey dönüp " sen yemeğini bitir önce" demiş:)))

Yemek yanında eğlence garanti :)





Cumartesi hava o kadar güzeldi ki! Mersin'e gittik.Deniz kenarında yürüdük önce.Uzun ve verimli bir yürüyüş oldu.Duru arabasında oturduğu için halinden çok memnundu.Yol üzerinde gördüğümüz parklardan birine döneceğimize de söz verince hiç ses çıkarmadan bir saat kadar yürümemize izin verdi:)



Yanında park olan bir çay bahçesi seçtik.Biz çayımızı içerken kızımız da oynadı.Adana ve çevresinin bence en büyük sorunu bu kaçak çay meselesi.Ceylon tea olarak bilinen çay eskiden kaçak olarak getirildiği için adı "kaçak çay" olarak kalmış.Bir de "çayınız kaçak mı?" diye sorduğunuzda "karışık" derler ki akıllara ziyan.Çünkü o kaçak çay denen zehrin bir damlası bile çayın tadını mahveder.Karışık dediler mi ben sallama çay isterim.Keşke kahve içebilsem dediğim zamanlar işte bu zamanlar.

Sallama çayınız var mı diye sordum.Var tabi dediler ve işte gelen sallama çay : ince belli çay bardağına demlik poşet sallamışlar:)


Çaydan ve oyun faslından sonra arabamıza yürürken çektiğim bir fotoğraf:


Pazar günü uyanıp kahvaltımızı yaptıktan sonra biraz koltuk keyfi yaptık, gazete okuduk ve hazırlanıp evden çıktık.Murat'ın işi vardı.Ben Defne ve Duru'yu sinemaya götürecektim, Deniz ve Ela'da bize katılacaktı.Sinema sonrası diğerleri de bize katılacaktı ve gidip yemek yiyip Duru'nun doğumgününü kutlayacaktık.

Deniz ve Ela'yı beklerken Defne selfie çekti:


Köstebekgiller yarıyıl tatiline yetişsin diye çırpıştırdıkları bir film olmuş sanki.Oyunculuklar çok kötüydü.Konu zaten yoktu.Ama işte birlikte geçirilen bir kaç saat uğruna , çocuk filmi olması hatırına tahammül ettim.Daha önce izlediğimiz "Arı Maya" ve "Madagaskar Penguenleri" nden ben de keyif almıştım.



İşte sinema klubümüzün seçkin üyeleri:


Sinema sonrası yemeğe gittik.Ela yolda uyudu, Duru huysuzluk yaptı.Ama sonrasında hediyelerini alınca pek mutlu oldular.Duru'nun doğumgünüydü ve herkes ona hediye almıştı.Ama diğer kızları da unutmamıştık.Deniz hem Duru'ya hem Defne'ye almıştı ben de her iki kıza da ufak tefek bişiler almıştım.Hediye alan herkes çok mutlu oldu:)

Ela'ya kitap fuarından üç kitap almıştım.Yaşına uygun boyamalı, yapbozlu, üç boyutlu kitaplar.Deniz paketleri açıp kitaplara bakarken bizim kız yandan bağırmasın mı " Bu benim kitabım!".Herkes bir duraladı, güldük geçtik.Sonra diğer paketten çıkan kitaplara bakıp "Ama bunlar kesin benim kitabım işte!" demesin mi? Kızın evdeki eski kitaplarını paketleyip hediye etmiş durumuna düştüm:)))







3 yorum:

Sorriso dedi ki...

köstebekgiller 2,5 yaş için uygun mu?

Öykücü dedi ki...

Bence değil.Sıkılır ve anlamaz sanki.

Ha tvde diziyi seyrediyorsa belki tanıdık bulduğu için biraz dikkatini çeker ama bence boşuna para verme.

Sevgiler.

Sorriso dedi ki...

tamam canım. o zaman es geçeyim. Tiyatroya devam. Bizimki tiyatroya bayılıyor :)

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..