3 Ocak 2015 Cumartesi

Karla ilk tanışma (1)


Çarşamba günü sabah 08:30da yola çıkıyoruz.Mesut Abiler ve biz, iki araba peşpeşe ve hedefimiz Kayseri.Yolda her zamanki gibi Tünelde kahvaltı yapıyoruz bunun dışında hiç mola vermiyoruz.

Otelimiz Kayseri merkezde bir alışveriş merkezinin yanında ve çok güzel.Ama bizi en çok girişteki süslemeler ilgilendiriyor.Önlerinde tek tek ve gruplar halinde onyüzmilyon poz fotoğraf çekiyoruz:)



Sonra odamıza çıkıyoruz.Erciyes'e gitmek için hazır olunca lobide buluşuyoruz.Bu alttaki pozu Murat çekti.Bir anda çekmesine rağmen çok beğendiğim bir fotoğraf oldu.İçimdeki neşeyi yüzümde görebiliyorum.

Lobide Gül Abla ile havanın nasıl da sıcak olduğundan bahsediyoruz.Neredeyse Adana gibi havası diyor Gül Abla.Ben dışarıdaki insanların da Adana'daki gibi bir kaban, bir ceket giydiğine dikkat çekiyorum.Daha sonra bu konuştuklarımıza çok güleceğiz:)


Şehirde kar yok ama dağa çıktıkça hafif hafif kar serpiştirmiş köşeler görmeye başlıyoruz.İlerledikçe kar artıyor ve elbette arabamızdaki heyecanda.Çocukların ufacık şeylerle mutlu olabilmesine çok imreniyorum.Hayat onların gördüğü gibi aslında biz büyükler karmaşıklaştırıyoruz.Duru kar gördüğü için, dokunacağı için çok heyecanlı.Ama en çok kardan adam yapmak istiyor.Ben de yanıma havuç ve zeytin aldım, burun ve göz olsun diye.

Bir tesis buluyor ve önüne park ediyoruz.Montlarımızı giyip dışarı çıktığımıza hava tam anlamıyla buz gibi.Bu kadar soğuk beklemeyen zavalı Adanalılar şok içinde ilk gördüğümüz mağazaya dalıyoruz.Ben Duru ve Murat oldukça uygun giyinmişiz aslında.Duru'nun ve Murat'ın karlarda yuvarlanmasını bile sağlayacak tertibatta kıyafetleri var ama Gül Ablalar deri ceket, şapkasız,atkısız, parmaksız eldiven gibi kıyafetlerle gelmişler.Çünkü Gül Abla Muğlalı ben ise yarım kan Erzurumluyum:)

Mağazadan Defne'ye, Mesut Abi'ye eldiven, şapka falan alıyoruz.Tesisin iç tarafı kayak ve kızak için uygun.Gül Abla beni sıcak bir yere bırakın siz ne yaparsanız yapın diyor!Bu yüzden fotoğraflarda yok maalesef.




Benim her zaman hedefim adrenalindir.Koca kadınım, çoluklu çocukluyum hala her atraksiyona ilk ben atlarım.Burada da kayak yapamam ama kızak yapma fikri çok hoşuma gidiyor.Kızak bu:


Pist bu:


Murat ve Gül Abla soğuğun şoku ile tesisin kapalı alanında biraz kalmak istiyor.Murat ben Duru'ya bakarım diyor ben ve Mesut Abi kayak kiralamaya gidiyoruz.Orada iki tesis ve iki tip kızak var.Biz önünde direksiyon olanı kiralıyoruz.Saati 10 TL.Sonra pistin üst kısmına çıkmak için yürüyen bant tarzı bir şey yapmışlar oranında çıkışı 3 TL.10 çıkış 20 TL.Mesut Abi 10 çıkış alıyor.

Sonra ben kızağımı alıyor ve yürüyen banta çıkıyorum.İnsanlar kayak giymiş, kızağını almış arka arkaya banta dizilmişiz.Bantın sonuna geldiğimde şaşırıyorum çünkü yerler buz olmuş ve benim ayaklarım deli gibi kayıyor.Kızağımı çekip ,düşmemeye çalışırken bantta arkamda duran kayaklı adam "acele edin hanfendi" diye bağırıyor bana.Daha da stres oluyorum.

Banttan çıkıyorum ama altında gerilmiş fileler olan piste doğru yürümem gereken mesafede ömrümden ömür gidiyor.Yürünecek mesafe bir iki metre ama ben buzun üzerindeyim, arkamda kocaman bir kızak var çekmem gereken.Neyse minik minik ilerliyorum ve piste geliyorum.Biniyorum ve kaymaya başlıyorum.Kızak delice hızlanıyor biraz hız kesmek için kiralayan adamların söylediği gibi direksiyonu kendime çekiyorum.Hiç işe yaramıyor!!

Son hız aşağı iniyorum ayaklarımı yere koymam bile hızımı kesmiyor çünkü kaya kaya yerde kar kalmamış ve yerler de cam gibi.Pistin yan tarafında biraz kar görüyorum direksiyonu kırarak oraya gidiyorum.Kara bastığım ayaklarım hızımı kesiyor ama yine bir kurşun gibiyim {bence}

Mesut Abi'yi görüyorum pistin sonunda zor da olsa duruyorum:) O kadar korktum ve zorlandım ki anlatamam.Ama buna rağmen çok mutluyum.

Koşa koşa Murat'ın yanına gidiyoruz.Bizimkiler oturmuş tost yiyorlar.Biraz oturuyoruz anlattıklarımı dinleyen Murat da kızakla kaymak istiyor.Bu kez Gül Abla hariç hep beraber kalkıp gidiyoruz.Murat bu sefer kayan banta çıkıyor.Biz aşağıda heyecan içinde onu bekliyoruz.O da filelere çarparak durabiliyor.O kızakta fren sistemi yok çünkü!! Ama o da benim kadar mutlu.

Kar botlarım olsaydı ayağımda kesinlikle tekrar çıkardım.Ama ben de Murat da tekrar kaymayı göze alamadık.Mesut Abi hiç kaymadı.Çocukları biraz eğlendirmek için kızağı çok kısa bir mesafeye çıkarıp kızları kaydırıyoruz.Çok eğleniyorlar.Duru'nun bu gülümsemesi, neşesi,mutluluğu hayatıma anlam katıyor, gerçekten:






En sevdiklerim:


Sonrasında pistten ve tesisten ayrılıyoruz.O gece yılbaşı gecesi, hazırlanmalıyız ve karnımız da çok aç..

5 yorum:

deeptone dedi ki...

ayyyyyyy fotoların hepsi çokoş kiii:)

Esra dedi ki...

ahh güzel memleketim.ne çok giderdik Erciyes'e kayağa.şimdi kar bile yok gördüğüm kadarıyla siz eskiden görmeliydiniz.anayolun kenarlarında 2m kar olurdu ayrıca hic toprak parçası gözükmezdi.o filelerde yoktu kızakla kayanlar için bantlarda.son birkaç yılda çok şey değişmiş. yazın da çok güzel olur.insanlar çadırlarını kurar kamp yaparlar, temiz dağ havasına uyanırlar.hele sabah mis gibi bir havaya uyanırsın o koku,o güzellik,o güneşin doğuşu.kekik toplarsın dağ kekiği mis gibi kokar.Ayy beni eski günlerime götürdünüz.sizin için de güzel bir değişiklik olmuş fotoğraflar da çok hoş :)

deniz dedi ki...

çok güzel ve zevkli bir deneyim olmuş. ama kar için gerçekten tam teçhizatlı olunmalı. ben donarım. ayrıca kürk anneden değil mi?

Sorriso dedi ki...

maşallah size :) Mutlu musmutlu bir yıl diliyorum. Önce sağlık sonra huzur.. Gerisi boş bu hayatta...

Öykücü dedi ki...

Deep:)

Çok teşekkürler.Kar harika bir fon.

Esra:)

Kar azdı ve bu yüzden yerler çok kaygandı.Memleket başka bir şey, çok sevindim beğenmenize.

Deniz:)

Adanalı olunca kar ne kadar soğuk olabilir ki diye düşünüyor insan.Kürk kayınvalidemden.Annemden olanı ünv yıllarında ben bunu giymem diye vermiştim.Çok pişmanım:(

Sorriso:)

Hepimize musmutlu bir yıl ve huzur inşallah.

Sevgiler.

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..