seyahat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seyahat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mart 2015 Perşembe

Cuma!


{Bu fotoğrafta banyodan çıkmıştım ve kendimi bir kutlamanın ortasında buldum.Bu sebeple göz makyajım akmış, panda halimle karşınızdayım!}

Bir hafta daha bitti! Bu haftanın önemli olayı aldığımız eğitimdi.Konu mesleğime ve iş hayatıma çok uzaktı aslında.Çok sıkıcı olmasından korkuyordum. Ama eğitmeni çok sevdim.İşinin ehliydi ve sorulan tüm sorulara cevap verdi.Saçma bir soru sorulduğunda cevaplarken soranı aşağılamaya çalışmadı mesela.İçten ve güven uyandıran biriydi.Sıkıcı bir konuyu bile ilgi çekici kılmayı başardı.

İnsan faktörü bu kadar önemli işte.İçten ve samimi bir insanın başaramayacağı hiç bir şey yok.Samimiyetsizlik o kadar belli ediyor ki kendini.İnsanların hücrelerinden sızıyor sanki.

İnsanların hissettiği, düşündüğü hemen her şey yüzlerine, hareketlerine yansıyor.Dedikoducu bir kadını bakışlarından, sinsi bir adamı gülüşünden, çıkarcı bir tipi iki cümlesinden tanıyabiliyorum.Belki bu yaşla gelen bir şey ama şimdilerde samimiyeti hissedebiliyorum.Bu düşünce her zaman şu sözleri hatırlatır bana:

Sözlerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür;
Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür;
Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür;
Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür;
Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür;
Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür;
Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür.


Çocukken hayat daha karmaşık, gizemli ve zordu.Yalan söylendiğini anlamazdım, hiç olmayacak insanlarla arkadaş oldum.İyi arkadaşlarım olduysa {Çınar'ım gibi} tamamen şans! Güvendiğim, sevdiğim insanlar beni çok üzdü, çok şaşırttı ama bunların hepsi sayesinde bugün olduğum insanım.Bu yüzden yaşanan hiç bir şeyden pişman değilim.

Nereden nereye geldik! Bu hafta iki kitap bitirdim {birini çok sevdim birini zorla okudum}, uzun süredir gitmediğimiz bir parka gittik.Kızımla birlikte harika bir kek yaptık.Bir kısmını da muffin olarak pişirdim.Çok bereketli bir kek oluyor ve kocam da bayılıyor.İçine eklenen pudinge göre tadının, renginin değişmesi de cabası! Tarif buradan :


Bir arkadaşım keki kalıba dökmeden içine susam serpmemi önerdi.Hem kek yapışmıyor hem de kekin dışında minik susamlar oluyor.


Bu keki yapma sebebim de bir akşam önce Murat'ın Duru'ya mahsuscuktan doğum günü yapma sözüydü.O gün çok yoğun çalıştığı ve şehir dışında olduğu için doğumgünü pastasını unutursa kızım babasına küsmesin, mum üfleyemedi diye üzülmesin istedim.Pasta aklıma akşam geldiği için o saatten sonra unuttuysa almakla uğraşmasın diye Murat'a hatırlatmak da istemedim.Keki yaparken Duru'yu hazırlamak için de şöyle dedim:

-Kızım kapıyı açtığında "baba bana pasta aldın mı?" diye sor "almadım, tühhh" derse tatatatam der kekimizi gösterirsin.

Murat'ın pastayı unutacağından o kadar eminim.Ama meğerse Duru hanım gün içinde babasını iki kez arayıp pastayı hatırlatmış:) Kızım kapıyı açıp pasta aldın mı diye sorduğunda Murat "aldıım" demesin mi:) Duru başladı "pastayı almış" diye ağlamaya:))) Çocuğu öyle bir hazırlamışım ki:))

Murat da şaşırdı:)) Neyse ki kızı sakinleştirip mum üfleme aşamasına geçebildik:



Yarın da yine sinemaya gitmeyi planlıyoruz.Ama bu kez anne kız başbaşa olmak istiyorum.Bakalım.

Haftasonuna dair tek planımız bu! Yaşasın plansızlık ! {desem de inanma}

Sizin için yine sevdiğim internet sayfalarından bir derleme yaptım.

Tüm zamanların en şirin DIY projeleri.

Organizasyon konusunda yardımcı olacak bilgiler.

Ara sıra bizim gazetelerimizde de özgün, farklı, heyecan verici, bir yerden apartılmamış, öğretici ve yanısıra çok eğlenceli yazılar olabiliyor.Mesela bu yazı.Bayıldım!

Biz yine kocamla yeni bir ev arıyoruz ve ben yine yeni ev dekorasyonu konusunda heyecanlanıyorum.Bu tabakları bu halleriyle çok sevdim.

Herkes iyi tatiller! Sevdiklerinizle mutlu, sağlıklı, huzurlu, bol dinlenmeli ve daha bol gezmeli bir iki gün geçirmenizi dilerim.Çok yiyin ama kilo almayın, çok gezin ama yorulmayın:)





30 Aralık 2014 Salı

Hoşgeldin 2015 !


Allahım zaman ne kadar hızlı geçiyor.Fotoğraftaki şirin bebeğin benim kızım olduğuna ben bile inanamıyorum oysa daha sadece üç yıl öncesi !!

Yeni bir yıla girmek üzere olduğumuz bu günlerde öncelikle birlikte yaşadığımız şu son bir yıla göz atalım istedim.

2014 çok güzel bir yıldı bol bol kitap okudum,umarım 2015 bu açıdan daha verimli geçer.

Sonra özellikle kış akşamları kızımla aktiviteler ( 1 , 2 , 3 ,4 ) yaptık yazın ise park park gezdik ( 1, 2, 3 ).Beraber yaptığımız kekleri ve kurabiyeleri de unutmayalım:) Kızım seneye okula gidecek inşallah ve elbette daha da büyüyor dolayısıyla 2015 yılında bizi daha afilli aktivitelerin beklediğini düşünüyorum:)

Ailece bol bol gezdik. İzmir  , Amsterdam , Konya ...Tüm bu seyahatlarden sonra bir arkadaşımın evinde balkonda otururken gökyüzünde bir anda yüzlerce leylek belirdi.Yüzlerce leyleği havada gördüm yani.Yuppi! 2015 yılının bol seyahatli olmasını garantiledik diyebiliriz;)

2014 arkadaşlarımızla  birlikte vakit geçirmekten çok keyif aldık.( 1 , 2 , 3, 4 , 5  ) Bu sene daha çok arkadaş edinmeyi hepsiyle sık sık görüşmeyi diliyorum. Kendi kişisel gelişimim adına dileğim daha sosyal biri olabilmek.En büyük eksiklerimden biri olarak sosyal yönümü görüyorum.

2015'den dileklerim bu kadar değil elbette! İşte sıralı tam liste;)

1.Sağlık,mutluluk, huzur ve para dörtlüsü elbette bir klasik ama dilememiş olmayalım.

2.Spor yapmaya devam etmeyi ve daha fit bir şekil almayı.{5 kilo vermeyi} Daha farklı sporlara da yönelmeyi, evde yoga yapmaya başlamayı, tam şunu bir ritüel haline getirebilmeyi istiyorum.

3.Kızıma en iyi okulu bulmayı, onun okulu çok sevmesini ve isteyerek gitmesini.

4.H&M'de gördüğüm önü fermuarlı bebek bodylerinden bu sene kendi bebeğim için de almak istiyorum.{bir klasik daha}

5.İtalya (Roma, Floransa, Napoli) , İbiza , Alaçatı ve Bodrum'a gitmek ve elbette bir{birkaç} İstanbul kaçamağı.

6. Ailemle daha uzun zaman geçirebilmek istiyorum.Murat'la ve Duruyla özellikle.

7.İş hayatımın sancısız, sıkıntısız devam etmesini istiyorum.Beni üzecek şeyler olmasın, kimse bana laf sokmasın, yanlış anlaşılmalar olmasın.Bunu tüm hayatımda istiyorum aslında.Ama iş hayatında daha çok insan gördüğüm için özellikle belirttim.

8.Ayşe Abla iyileşsin.Yıllardır gitmediği doktor kalmadı, bir kez ameliyat oldu, yarın ikincisini olacak ama hala çok kötü durumda.Lütfen bu ameliyat son olsun ve kadıncağız sağlığına kavuşsun!

9.Bu blog çok okunsun, ben yazma isteğimi hiç kaybetmeyeyim, kızım ilerde bu bloga bayılsın, milyonlarca okurum olsun, binlerce yorum bırakılsın.

10.Ülkem ve dünya daha düzgün, daha dürüst bir yer olsun.Daha fazla üzülmeyelim, birbirimizi kırmayalım, kimse kimseyi ötekileştirmesin, herkes birbirine saygı duysun, eğitim seviyemiz artsın, daha zengin bir ülke olalım {ama para eşit dağılsın} ayrılmayalım, bölünmeyelim, bir olalım.

Tek bir yazıda her şeyi diledim.Bu yazıyı yazmam iki gün sürdü, dilemeyi unuttuğum bir şey kalmasın istedim.Sizin 2015den dilekleriniz varsa -bu yazıda olan/olmayan- yorum olarak bırakın, hepsi gerçek olsun!

Tüm dileklerimizin gerçek olacağına çok inanıyorum ben.Çünkü hayat bir mucize.Bakın üst fotoğraftaki bebek dört yıl içinde bu çocuğa dönüştü: {benim biricik , birtanecik, sevgili, canımıniçi, güzel mucizem}




Dört yıl önce dünyada yok olan bir insan bugün dört yaşında kendi kararları, kendi istekleri olan bir birey oldu.Her birimiz birer mucizeyiz, evlatlarımız birer mucize.Yaşamın kendisi mucize.Bu sebeple ben dileklerimi, hayallerimi asla sınırlamam.Yokken var olan bir varlık neden sınır koyar ki kendine?

Sonsuz mutluluk diliyorum herkes için!

                         Hoş geldin 2015 !





28 Aralık 2014 Pazar

Haftasonu olanlar ve planlar..


Cumartesi neredeyse tüm öğleden sonrayı evde geçirdik.Harikaydı! Kızımla beraber kahvaltı yapmak, O odasında oynarken mutfağı toparlamak, öğlen yemek yemek,koltuğun bir tarafında ben kitap okurken onun karşımda çizgi film izlemesi,sonra beraber yatıp uyumak..


Biz uyumaya hazırlanırken Murat geldi.O da oturma odasında yatıp uyumaya karar verdi.Duru ve Murat uyurken ben kalkıp banyo yaptım, hazırlandım, daha önce aldığım hediyeyi buldum.Kızım uyanınca Murat'a not yazıp üst komşumuza çıktık.Komşumun kızı o gün itibariyle 12 günlüktü.

Bebeklerin ne kadar küçük olduğunu unutmuşum.Duru bebeğe bayıldı.Anne ve babada kendimi gördüm.Bir süre sonra tıpkı benim yapacağım gibi bebeği alıp başka bir odaya kaçırdılar:)Biraz sohbet, birer bardak kaynar içimi sonrası kalktık.

Murat da uyanıp giyinmişti.Yemek yemek için çıktık.Yemekten sonra bir alışveriş merkezine gittik.Murat kendine bir pantolon aldı, ben Defne'ye yılbaşı için küçük bir satranç takımı aldım, Duru'yu top havuzuna götürdük, sonra muzlu çikolata alıp bir kahveciye gittik.


Biz otururken ailesiyle gelen küçük bir oğlan çocuğu {Barış} Duru'nun şimdiye kadar en iyi anlaştığı çocuk oldu.Tatlı konuşmalarını dinlemekten mest olduk:

Duru:Benim anneannem, dayım ve dedem Ankara'da oturuyor.Biz yakında Ankara'ya gideceğiz.

Barış:Ankara mı? Ben de Ankara'ya gideyim.Nasıl gidiliyor Ankara'ya?

Barış: Bilgisayarla, telefonla çok oynayan çocuklar içine düşüyormuş.Bak Tom Cat'de çok oynarmış zamanında içine düşmüş.

Duru: ??

:))

Pazar günü için Murat ve Duru bana sürpriz yapma kararı alarak yattılar.Sürpriz kahvaltı hazırlayacaklarını konuşup uyudular.En komiği benim duyuyor olmamın sürprizi bozacağını düşünmemeleriydi:)

Kahvaltıdan sonra evden çıktık.Bu kez balık yemek istiyorduk ve Duru'nun çok uykusu vardı.Daha uzun uyur diye Karataş yerine Karaduvar'a gitmeye karar verdik.En iyi balıkçıyı bulma yolunda atılmış bir adım daha:


Servis çok hızlıydı.Ben kalamarı çok beğenmedim, patates biraz çiğ gibiydi.Neyse ki salatalar zaten tüm balıkçılarda nefis.Ama bir bütün olarak değerlendirdiğimizde burası şimdiye kadar gittiğimiz yerlerin en iyisiydi.Duru daha küçükken defalarca geldiğimiz bu yer biraz uzak oluyor diye genelde en son tercihimiz oluyordu.Murat bu kez bir daha balık yiyecek olursak buraya gelme konusunda kendisini uyarmamı istedi.




En sonda gelen bu tatlı da daha önce bu blogda yer almıştı.Müessesenin ikramı:)


Bugünlerde kafam çok meşgul.Her gezmeye evet dersen olacağı budur! Yılbaşını arkadaşlarımızla birlikte Kayseri'de geçirmeye karar verdik.Çocuklar kar görsün diye Kayseri'yi tercih ettik.Anne tarafından Erzurumlu ve karların içinde büyümüş biri olarak biraz kar için seyahat etmeyi garipsesem de Duru hayatında hiç kar görmedi!

Toplam üç gün kalacağız bir gününü de Kayseri'nin bir ilçesindeki {Kozaklı} kaplıcaya ayırdık.Şimdi valizi bir düşünün: karda gezmeye uygun kıyafetler {ve ayakkabılar}, yılbaşı gecesi için kıyafet{ve ayakkabı} ve kaplıca için mayolar {ve terlik}.Harika değil mi:)

Ama bitmedi.Çünkü cumartesi eve dönüp hemen ertesi gün Ankara için valiz hazırlamam gerekecek.Pazar günü bir haftalığına Ankara'ya annemlere gidiyoruz.Yuppi!!

Ne giyeceğim, hangi pantolonlarımı götüreceğim,o valizden bu valize akratacaklarım,Duru'nun kıyafetleri vs düşünmekten, kafamda devamlı kombinler yapmaktan bir hal oldum.Ama mutluluktan da ölüyorum.

Damarlarımda Orta Asya'dan göç eden atalarımın kanı var ve ben de her daim göç etmeye hazır bir haldeyim:) Tabi atalarımın ayakkabı, kıyafet, makyaj derdi benimki kadar değildi muhtemelen:)

Neyse bakalım.Çok yakında bir yılbaşı yazısı ile karşınızda olacağım.O zamana kadar hoşçakalın!!

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..